Nedir Gene Deli Gönlünü Çelen. Sappho
p>© 2008, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti.
Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
1. basım: 2008
2. basım: Nisan 2014, İstanbul
E-kitap 1. sürüm Kasım 2015, İstanbul
Nisan 2014 tarihli 2. basım esas alınarak hazırlanmıştır.
Kapak tasarımı: Utku Lomlu / Lom Tasarım (
)
ISBN 978-975-07-2697-2
CAN SANAT YAYINLARI
YAPIM, DAĞITIM, TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ.
Hayriye Caddesi No: 2, 34430 Galatasaray, İstanbul
Telefon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33
Sertifika No: 10758
S
APPHO
NEDİR GENE
DELİ GÖNLÜNÜ
ÇELEN
Çeviri
Cevat Çapan
CEVAT ÇAPAN, 1933’te Kocaeli, Darıca’da doğdu. Robert Kolej’i ve Cambridge Üniversitesi İngiliz Edebiyatı Bölümü’nü bitirdikten sonra, 1960’tan başlayarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde uzun yıllar öğretim üyesi olarak görev yaptı. Daha sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi), Boğaziçi, Anadolu ve Marmara üniversitelerinde dersler verdi. 1996’dan bu yana Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Dön Güvercin Dön adlı şiir kitabıyla 1986 Necatigil Şiir Ödülü’nü aldı. Ardından Doğal Tarih, Sevda Yaratan ve Ne Güzel Yolculuktu Aklımdan Çıkmaz adlı şiir kitapları yayımlandı. 1960’lardan bu yana dünyanın önde gelen şairlerini dilimize kazandırdı, dünya şiiri antolojileri yayımladı.
Sappho’nun bin kulaklı geceye anlattıkları
Şiir türlerinin geçirdiği evrime bakacak olursak, lirik şiirin epik şiirden sonra MÖ VII. yüzyılda Lesbos Adası’nda ortaya çıktığını görürüz. Bireyin duygularını ve düşüncelerini dile getiren bir tür olan lirik şiir lir eşliğinde söylendiği için bu adla anılagelmiştir.
Bu türün ilk önemli şairleri arasında ise Sappho’nun özel bir yeri vardır. Çağdaşları arasında Alkaios ve Arkhilokhos gibi okurlarına kolayca ulaşabilmiş bir şair olduğu bilinir. Bizim Midilli dediğimiz Lesbos’un Mitilini şehrinde doğmuş. MÖ 610-580 yılları arasında yaşadığı sanılan Sappho’nun hayatı hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. Ancak Sappho’yla ilgili çeşitli söylentilere bakılırsa, bu ufak tefek esmer kadın Andros Adası’ndan Kerkolas adlı zengin bir tüccarla evlenmiş. Kleis adlı bir kızı olmuş. Önemli bir aileden geldiği ve siyasal etkinliği olan bu ailenin Mirsilos ve Pittakos adlı tiranlar zamanında Pirha ve Siracusa’ya sürgüne gönderildiği biliniyor. Daha inanılır söylentilere göre de Sappho, Lesbos’ta bir kız okulunun yöneticiliğini yapmış ve bu okulda aşk tanrıçası Aphrodite inancının ilkelerini ve kurallarını evlenme çağına gelen kızlara öğretmiş.
Şiirlerinde hep kişisel temaları işleyen Sappho’nun öğrencilerinden esinlendiği, onlar için düğün türküleri yazdığı gibi, kendisini unutanlara sitem eden şiirler yazdığı da biliniyor. Bu arada kendisi gibi şiir yazan ya da kız öğrenci gruplarına önderlik eden rakiplerine karşı yergi şiirleri de yazmıştır. Genç kızlar için yazdığı şiirlerde sevecenlikten cinsel tutkuya kadar değişik duyguları dile getiren Sappho özellikle bu ikinci tür temalar yüzünden Hıristiyanlığın yayıldığı dönemlerde ahlaka aykırı bir şair sayılmış ve şiirleri yasaklanmıştır. Oysa yaşadığı dönemde ve daha sonraki dördüncü ve üçüncü yüzyıllarda eski Yunan kültürünün yaygın olduğu yerlerde ona büyük hayranlık duyanlar Sappho’yu “onuncu esin perisi” olarak adlandırmışlardır.
MÖ III. ve II. yüzyıllarda İskenderiyeli bilginler onun bilinen bütün şiirlerini dokuz lirik bir de ağıt kitabında bir araya getirmişler. Ama zaman içinde, özellikle de Hıristiyan kilisesinin bu şiirlerdeki erotik öğeleri onaylamaması yüzünden, Sappho’nun şiirleri korunamamış, ancak başka yazarların onun şiirlerinden yaptıkları alıntı parçaları kalmıştır. 1898’den sonra bulunan papirüs yazmalarındaki şiirlerle elimizdeki şiirlerin sayısı daha da arttı. Ne var ki Sappho’nun 28 dizelik “Aphrodite’ye Yakarış” şiiri dışında eksiksiz hiçbir şiiri günümüze ulaşmış değil. Buna karşın kalan eksik dizeler bile onun yaratıcı gücü konusunda klasik filologlara yeterince kaynaklık etmiş. Catullus gibi büyük şairler onu örnek alarak unutulmaz şiirler yazmışlar.
Sappho’yla ilgili söylentilerden biri de onun Phaon adlı bir denizciye âşık olduğu ve ondan yüz bulamadığı için kendini Leukadia kayalıklarından denize attığı hikâyesidir. Ancak ne bu konu ne de Sappho ve Phaon’la ilgili Atina’da “orta komedya” döneminde yazılan oyunlarda anlatılanlar doğrulanmıştır.
Denebilir ki, klasik Yunan şiirinin epik türdeki en önemli temsilcisi nasıl Homeros idiyse, lirik şiir türünün de en büyük temsilcisi Sappho’ydu. Onun yazdığı aşk şiirleri tarihin en saygın eleştirmenlerince ancak Catullus’un şiirleri ve Dante’nin Yeni Hayatı’yla aynı düzeyde sayıldı. Onun bireysel duyarlığın ilk sözcüsü olması dışında şiire biçimsel yenilikler getirdiği de unutulmamalı. “Sappho dörtlüğü” adı verilen onun bu kendine özgü şiir biçimi 11 heceli 3 dize ile 5 heceli 1 dizeden oluşur. Daha sonra Latin şairi Catullus da bu kalıbı kullanmıştır.
Elinizdeki çeviriler çeşitli dillerdeki baskılar gözden geçirildikten sonra Mary Barnard adlı aynı zamanda klasik filolog olan bu şairin kitabından Türkçeye aktarıldı. Bu çalışma sırasında konunun unutulmaz uzmanlarından Azra Erhat’ın bilgisinden de yararlanıldı. Sappho’nun şiirlerini İtalyancaya çeviren Salvatore Quasimodo kişisel yaşantıyı yalın bir dille anlatan bu şiirleri gizli duyguları açıklayan birer mektuba benzetmişti. Sanırım bu mektuplarda dile getirilen duygular onun adının neden hiç unutulmayacağının en inandırıcı kanıtlarıdır.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.