Kılıç Ayini . Морган Райс
alı çok satan KÖLETÜCCARLARI ÜÇLEMESİ; ve yeni destansı fantezi serisi KRALLAR VE BÜYÜCÜLER Kitaplarının 1 numaralı çok satan yazarıdır. Morgan’ın Kitapları hem basılı hem de sesli olarak bulunabilir ve çeviriler 25 dilde mevcuttur.
Morgan sizi dinlemeyi çok seviyor, dolayısıyla lütfen www.morganricebooks.com adresini ziyaret edip eposta listesine eklenin, ücretsiz bir Kitap kazanın, ücretsiz hediyeler alın, ücretsiz uygulamaları indirin, Facebook ve Twitter ile bağlanın ve irtibatta kalın!
“FELSEFE YÜZÜĞÜ ani bir başarı için her şeye sahip: olay örgüsü, karşı tema, gizem, yürekli şövalyeler, kırık kalplerle dolu yeşeren aşklar, dalavere ve ihanet.Her yaştaki okuyucuya hitap ediyor ve saatlerce zihninizi meşgul tutabiliyor. Tüm fantezi okurlarının kütüphanesinde bulunmasını tavsiye ettiğimiz bir kitap.”
–-Books and Movie Reviews, Roberto Mattos
“Eğlenceli bir epik fantezi.”
–Kirkus Reviews
“Dikkate değer bir şeylerin başlangıcı burada.”
–-San Francisco Book Review
“Aksiyon dolu …. Rice'ın yapıtı oldukça sağlam ve olay örgüsü merak uyandırıcı.”
–-Publishers Weekly
“Sürpizlerle dolu bir fantezi …. Bu, genç yetişkin fantezi serisi olma belirtisinin sadece başlangıcı.”
–-Midwest Book Review
Morgan Rice © 2012
Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, 1976 ABD Telif Hakları Kanunu ile izin verilenin dışında, yazarın önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya yayılamaz veya bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.
Bu eKitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu eKitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez. Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için birer ek kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın. Yazarın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.
Bu kitap kurgusal bir eserdir. İsimler, karakterler, işletmeler, kuruluşlar, mekânlar, olaylar ve durumlar yazarın hayal ürününün eserleridir ve kurgusal amaçla kullanılmıştır. Gerçek hayattaki ölü veya yaşayan herhangi biri ile benzerlik tamamen tesadüfîdir.
Telif hakları RazoomGame’e ait Jacket adlı eser, Shutterstock.com lisansı ile kullanılmıştır.
“Bana açıklayacağın şey nedir? Şayet herkesin yararına olacaksa, bir gözüne şerefi, diğerine ölümü yerleştir ki, ikisine de tarafsızca bakayım. Şeref ismini ölümden korktuğumdan fazla sevdiğim için, tanrılar yardımcım olsun.”
BİRİNCİ BÖLÜM
Thorgrin Halka’nın uçsuz bucaksız kırlık alanının tepesinden güneye, Gwendolyn’e doğru bir yere uçan Mycoples’in sırtında ilerliyordu. Aşağıya bakarken Kader Kılıç’ını kavradı ve Andronicus’un milyon askerlik ordusunun engin Halka’yı bir çekirge sürüsü gibi sere serpe kapladığını gördü. Kılıç’ın elinde bir nabız gibi attığını hissetti ve ona ne yaptırmak istediğini anladı. Halka’yı koruyacaktı. İstilacıları geri püskürtecekti. Kılıç adeta ona emir veriyor gibiydi… Thor’sa ona itaat etmekten fazlasıyla memnundu.
Kısa bir süre sonra, Thor geriye doğru bir daire çizecek ve istilacıların teker teker yaptıklarının bedelini ödemesini sağlayacaktı. Artık Kalkan tekrar kalktığına göre, Andronicus ve adamları orada mahsur kalmışlardı, daha fazla İmparatorluk destek birliği içeri sızamazdı; Thor da her birini öldürmeden rahat etmeyecekti.
Ama henüz öldürme vakti gelmemişti. Thor’un yapması gereken ilk şey tek gerçek aşkını, o sınırları aştığından beri hasretini çektiği kadını bulmaktı: Gwendolyn. Thor ona tekrar bakmak, sarılmak, hayatta olduğunu öğrenmek için can atıyordu. Gömleğinin içine annesinin yüzüğünü yerleştirmişti ve bunu Gwen’e sunup, aşkını itiraf edip evlenmek teklif etmek için yanıp tutuluyordu. Gwen’in başına her ne gelmiş olursa olsun, aralarında hiçbir şeyin değişmediğini bilmesindi istiyordu. Ona hala eskisi kadar çok seviyordu, hatta daha fazla seviyordu ve bunu bilmesini istiyordu.
Mycoples hafif bir uğultu çıkarıyordu ve Thor onun pullarının arasından titreşimi hissedebiliyordu. Mycoples’in de Gwendolyn’in başına bir şey gelmeden ona varmak istediğini sezinliyordu. Mycoples bulutların altına dalıyor, içine girip çıkıyor, iri kanatlarını çırpıyordu ve orada, Halka’nın içinde olmaktan ve Thor’u sırtında taşımaktan memnunmuş gibi gözüküyordu. Aralarındaki bağ giderek güçleniyordu; Thor Mycoples’in onun her düşüncesini ve isteğini paylaştığını hissediyordu. Adeta bir uzantısının üstünde gidiyor gibiydi.
Thor bulutlarından arasına girip çıkarak yoluna devam ederken, düşünceleri Gwendolyn’e kaydı. Eski Kraliçe’nin sözleri düşüncelerine hâkim oluyor, sürekli aklına geliyordu, ama Thor bunları düşünmemeyi tercih ediyordu. Kraliçe’nin anlattıkları ona aklına hayaline gelmeyecek bir biçimde acı vreiyordu. Andronicus mu? Babası mıydı?
Olamazdı. Thor’un bir yanı bunun daha ilk baştan ondan nefret eden eski Kraliçe’nin oynadığı bir başka oyun olduğunu umuyordu. Belki de onu rahatsız etmek, sebebi her neyse kızından uzak tutmak için aklına yanlış düşünceler yerleştirmek istemişti. Thor çaresizce buna inanmak istiyordu.
Ama Kraliçe bunu anlatırken, sözcükler Thor’un bedeninde ve ruhunda yankılanmış, içine işlemişti. Bunların doğru olduğunu biliyordu. Doğru olmadığını düşünmek istese de, Kraliçe bunları söyler söylemez Andronicus’un gerçekten de babası olduğunu anlamıştı.
Bu düşünce Thor’un üstüne bir kâbus gibi çökmüştü. Her zaman zihninin gerisinde bir yerlerde babasının Kral MacGil olduğunu, Gwen’in onun öz kızı olmadığını umup dua etmişti; böylece, birlikte olabilirlerdi. Thor her zaman babasının kim olduğunu öğrendiği gün dünyadaki her şeyin daha mantıklı olmasını,