Ah Şu Biz Türkler!. Savas Bozbel
diye düşünüyorum. Ama talebe o kadar rahat ki...
Profesöre, "Öğrencinin biri uyuyakalmış imtihanı kaçırmış, ne yapacağız" dedim. "Bir make-up (telafi sınavı) yapıver, aynı testi verme, konu ver, kompozisyon yazsın" cevabını verdi. Öğrencinin kâğıdı "A" aldı, meğer çalışırken sabahlamış, masa başında uyuyakalmış. Aslında diskoda sabahlasaydı da olurdu ya yine sınava girecekti... "Uyuyakaldım" demesi cezalandırılmıyor, doğruyu söylüyor, sistem anında bir imkân daha tanıyor.
İnsanı dürüstlükten şaşmaya davet etmiyorlar! Meşhur hikayedir, iki öğrenci sınavı kaçırır, hocaya "Beraber arabayla geliyorduk, lastik patladı, sınava yetişemedik" derler. Hoca ikisini ayrı ayrı odalarda sınava alır, soru iki kelimedir: "Hangi lastik?"
Sistemi aldatmadıkça sistem sana hak tanıyor, sistemle oynamaya başlarsan sistem de sana karşı tavır alıyor. Sistemin temelinde dürüstlük var. Başka yerde insanın sadece bedenini değil ruhunu da ciddiye alıyor, öyle davranıyorlar. Bizde canının işe gitmek istememesi gibi bir ruh hali söz konusu olamıyor. İlle de bedeni bir şey olacak, ya grip olacaksın veya çok yakının birine fiziki bir şey olacak. Hele ölürse, izin garanti!
Adamların mantığı farklı... "Canım bugün işe gelmek istemedi" dediğinde "Bak keyfine" diye cevap veren işyerinde çalışmak istiyorsun! Adamlar bunun farkında. Denklemi -bizim gibi- ters kurunca, sağlıklı olduğun sürece karşı tarafın seni hayattan bezdirme hakkı doğuyor. Şükrü Kızılot konu etmiş, bazı bankalar SSK emeklilerine maaş ödemek için sağ olduklarını ispat eden belgeyi altı ayda bir getirme şartı koymuşlar. Ya öleceksin ya da ıstırapla yaşayacaksın formülü!
İnsanı insan yerine koymak, kişinin hatasını kabullenmesi, hatayı yapana bir şans daha verilmesi, ruha hitap... Bunlar hep kaliteli toplumsal yaşam emareleri. Bizde de yerleşiyor, umut yok değil... Bir ara ne çok vardı "Satılan mal geri alınmaz"! Tercümesi "Kazıkladım gitti!" Şimdi iade sistemi, bizde de yerleşti, 20 yıl önce yoktu... Arkadaşım Altan, Dallas'tan -dayanamadı- bir tenis raketi aldı, sonra verdiği paraya acıdı.. "Gel iade edelim" dedi, beraber gittik.. Bir de baktım ki Altan elini bandaja sarmış. İade ederken satıcı kız, "İade nedeniniz" diye sorduğunda "Elimi sakatladım, kullanamıyorum maalesef" dedi. Tezgahtar kız not etti, raketi geri aldı, parasını Altan'ın sağlam (!) eline saydı.
Kıza, "Arkadaşım 'Eve gidince rengini beğenmedim' deseydi, geri almayacak mıydınız?" diye sordum. Tezgahtar, "Sadece istatistik için araştırma departmanına verdi diye bu soruyu soruyoruz, bir hafta içinde geri getiren her şartta parasını geri alır" dedi. Sahte bandaj sahibi ne komik! Sistem sağlıklıysa sahte hastalıklara gerek kalmıyor. Öbür türlü sistem, adamı hasta ediyor!
Esnek çalışma saatleri... "Kravatsız Cuma"lar... Yorgan günleri... Hepsi daha verimli olunması için! Yoksa aklın başka yerde, gelmişsin işe... Koltukta oturuyorsun ama önündeki bilgisayarda fal bakıyor, kendince intikam alıyorsun... Patronun koyduğu kameraya da çalışır görünüyorsun...
Kızılderili...
Kış başlamak üzeredir. Kızılderili topluluğu şefin etrafına toplanmış, kışın sert mi yoksa yumuşak mı geçeceğini öğrenmek isterler. Geleneksel yeteneklerini dedelerinden bu yana çoktan kaybetmiş bulunan şef işi sağlama almak için kışın sert geçeceğini ve mümkün olduğunca fazla odun toplamalarını söyler kabilesine.
Akıllı bir adam olan şef birkaç gün sonra yakınlardaki meteoroloji istasyonuna telefon eder:
"Bu kış soğuk mu geçecek sizce?"
Meteorolog cevap verir:
"Evet, oldukça sert geçeceğe benziyor."
Bu cevabı alan şef derhal kabilesine döner ve kışın çok sert geçeceğini, daha çok odun parçası toplamaları gerektiğini söyler. Bir süre sonra Meteoroloji istasyonunu tekrar arar ve sorar:
"Kış hala soğuk mu geçeceğe benziyor ?".
"Evet" der karşıdaki: "Oldukça soğuk geçeceğe benziyor."
Şef kabilesine döner ve sadece odunları değil bulabildikleri her çalı çırpıyı toplamalarını ister. Birkaç gün sonra Meteoroloji istasyonunu tekrar arar:
"Kışın sert geçeceğinden gerçekten emin misiniz?".
Adam:
"Kesinlikle. Bugüne dek yaşanan en sert kışlardan birini yaşayacağız gibi görünüyor."
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?" diye sorar şef.
Meteorolog yanıtlar:
"Kızılderililer çılgınlar gibi odun topluyor!"
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.