Türk Mânilerinden Seçmeler. Неизвестный автор
gördüm
Açtım cennet kapısın
Sevdiğim kızı gördüm.
Kıbrıs’ın meyvesini
Güzellerin hasını
Ada bizim olacak
Ben gördüm rüyasını.
Al elmanın birini
Sil mendile kirini
Adam adama der mi
Sevdalının sırrını.
Yüzdürdüm kayığımı
Rizeliyim Rizeli
Adam cebinde besler
Senin gibi güzeli.
Dağların başı kardır
Gamlı yüreğim dardır
Adam dertsiz olur mu
Herkesin derdi vardır.
Bahçeye attım narı
Narın kabuğu sarı
Adam hiç terk eder mi
İlkin sevdiği yâri?
Irmağın kenarında
Çalıya bak çalıya
Adam meyil verir mi
Senin gibi deliye?
İnce kiraz fidanı
Tepeden budanır mı
Adam sevdiği yârdan
O kadar utanır mı?
Görele çarşısına
Oturdum karşısına
Adam türkü yakar mı
Elin nişanlısına?
Altınım hazne ile
Tartarlar vezne ile
Adam yârdan geçer mi
Gurbette gezme ile?
Su gelir akma ile
Taşları kakma ile
Adam yâre doyar mı
Uzaktan bakma ile?
Buralar nice iller
Görünmez gece iller
Adamı deli eder
Kara kaş ince beller.
Darbukamın derisi
Beni ister birisi
Adını söyleyemem
İşte orda kendisi.
Elmayı nazik soydum
Yârin ağzına koydum
Afiyet olsun yârim
Sen yedikçe ben doydum.
Güzel ben buralıyım
Yürekten yaralıyım
Ağaçlar yeşil giymiş
Daha ben karalıyım.
Bir ay doğdu mat oldu
Doğdu zulûmat oldu
Ağam kaldır başını
Belim iki kat oldu.
At gelir ağır ağır
Önümde otlu çayır
Ağanın ettiği laf
De(ği)rmen taşından ağır.
Çay aşağı yüzerim
Divit kalem yazarım
Ağır yerin kızıyım
Ağır yerde gezerim.
Çalarım gümletirim
Çağırır dinletirim
Ağız ile söylemem
Beyitle anlatırım.
Tû beni de tû beni
Tuttu savurdu beni
Ağız tüfek dil kurşun
Ciğerden vurdu beni.
Kara kaşların çatar
Kirpikleri ok atar
Ağ(ı)zı dükkân açmış
Yanakları gül satar.
Deryadan gemi geldi
Gönlümün gamı geldi
Ağla gözlerim ağla
Ayrılık demi geldi.
Şeftali çiçeklendi
Kadınlar leçeklendi
Ağla gözlerim ağla
Ayrılık gerçeklendi.
Bağa girdim nar için
Gül kopardım yâr için
Ağla gözlerim ağla
Bir vefasız yâr için.
Asmada üzüm kaldı
Yemedim gözüm kaldı
Ağla gözlerim ağla
Gurbette kuzum kaldı.
Kayseri’de Erciyaş
Tepesinde sivri taş
Ağladıkça gözümden
Dökülüyor kanlı yaş.
Kahve koydum pişmeye
Aç ağzını taşmaya
Ağlama kömür gözlüm
Az kaldı kavuşmaya.
Armut dalda beş olur
Yere düşer eş olur
Ağlama kömür gözlüm
Kirpiklerin yaş olur.
Dağda kestim çınarı
Çınarın dalı sarı
Ağlamaktan kurudu
Gözlerimin pınarı.
Şu derenin uzunu
Görsem yârim yüzünü
Ağlasam da söylesem
Belki tutar sözümü.
Dağlara yaz geliyor
Göllere kaz geliyor
Ağlasana gözlerim
Yâr bizden vazgeliyor.
Bu dert beni meletir
Yarama tuz eletir
Ağlatman beni dostlar
Figanım velveledir.
Dereye indim derin
Dağlara çıktım serin
Ağlayanı güldürür
Yâr senin dediklerin.
Eğlenceli bağlama
Sen arkamdan ağlama
Ağlayıp güzel yârim
Beni yoldan eğleme.
Sinide kara biber
Üflesem lâmba söner
Ağzı açık adamın
Yâri elinden gider.
Ayaza koydum testi
Ayaz bulutu kesti
Ağzı selamlı yârim
Bugün