Dîvân-ı Hikmet. Анонимный автор
Dr. Musa Yıldız
Dîvân-ı Hikmet Okumaları – birinci hikmet notları
SUNUŞ
Bilgi, söz konusu olduğu zaman üç gelenekten bahsedilir: Birincisi; bilim tarihinin ele aldığı bilim veya bilim üretme geleneğidir. İkincisi ise; kavramlar ve soyut temalara yoğunlaşan tefekkür ve felsefe geleneğidir. Üçüncüsü ise; irfan geleneğidir. İrfan geleneğimizin başlatıcısı, Türkler arasında İslamiyet’in yayılmasında önemli katkıları olan Hoca Ahmed Yesevî Hazretleridir.
Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri, Anadolu’yu Müslüman Türk Yurdu kılan kişidir. O, Hacı Bektaş-ı Velî, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram Velî Hazretlerinin ve daha bir çok büyüğümüzün temsil ettiği Anadolu irfanına ruh üfleyen Allah eridir.
Pir-î Türkistan Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri; her şeyden önce ismi anıldığı anda bizlere Allah’ı hatırlatan bir Hak dostudur. Bir numuneyi imtisal olarak kendimize örnek alacağımız güzel ahlak sahibi bir ariftir.
Ahmet Yesevî Hazretleri, kendi döneminde yaygın din ve kültür dili olan Arapça ve Farsça yerine, anadilimiz olan Türkçeyi kullanmayı tercih etmiştir. Güzel Türkçemizi bir ilim, aşk ve irfan dili hâline getirmiştir. O, sohbetlerinde ve hikmetlerinde kullandığı arı duru Türkçe ile İslam’ın hakikatini, sade ve veciz ifadelerle anlatan, öğütleri ve öğretileriyle geniş kitleleri etkileyen edebi ilk mutasavvıfımızdır.
Kültür tarihimizin abidevî şahsiyetlerinden biri olan Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri, çağımızın buhranından kurtulmak için de en çok muhtaç olduğumuz Türk-İslam kültür ve medeniyetimizin model insan tipi alperenleri ve gazi dervişleri yetiştiren Necip Fazıl’ın ifadesiyle başbuğ velilerdendir.
Bugün bize insan olduğumuzu hatırlatacak olan ve bizim için hayatî önem arz eden, Yesevî ruhunu taşıyan gönül erlerine, her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), 2016-2017 sezonunu Hoca Ahmed Yesevî yılı ilan etti. Bu kapsamda Türkiye’de ve dünyada irfan dünyamızın manevî mimarı bu büyüğümüzü anlamak üzere çok sayıda faaliyet icra edildi. Bu faaliyetlerin çok önemli bir kısmını Türkiye ile Kazakistan’ın ortak devlet üniversitesi olan, Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi yaptı.
Esenler Belediyesi insanımıza köklerimizle buluşmak amacıyla 2016-2017 Yusuf Has Hacip, 2017-2018 Nizamülmülk, 2018-2019 Şeyh Edebali, 2019-2020 Hoca Ahmet Yesevî Kültür Sanat Sezonu olarak ilan etti. Böylece Hoca Ahmet Yesevî Hazretlerini tanıtma bayrağını devraldı. Bu kapsamda çok sayıda faaliyet icra edildi. Bu faaliyetlerden biri de tarafımıza tevdi edilen Dîvân-ı Hikmet Okumaları oldu. 2019 Ekim ayında başlayan 2020 Mayıs ayında sona eren bu program her ay olmak üzere, 5’i Esenler’de Kadir Topbaş Kültür Merkezinde, 2’si de pandemi süreci sebebiyle video konferans şeklinde toplam 7 program yapıldı.
Tarafımızdan acizane icra edilen Dîvân-ı Hikmet Okumaları üzerine, Hollanda’da bir grup gencin çalışma yaptığı Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yakup Ömeroğlu tarafından bize bildirilince ziyadesiyle memnun olduk. Zira “Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir.” Bu haber bizi daha çok çalışmaya teşvik etti ve irfan mektebimizin birinci üstadı Hoca Ahmet Yesevî Hazretleriyle ilgili çalışmalarımıza hız verdik. Çünkü Esenler’deki çağrıya Avrupa’dan Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dan sağlam bir ses gelmişti. Oradaki gelecek vadeden seçkin bir grup gencimiz bu yıl Nisan, Mayıs, Haziran aylarında Dîvân-ı Hikmet Okumaları’mızı ders ders ayrıntılı bir şekilde inceleyerek elinizdeki bu ders notlarını hazırladılar. Bu, Türk-İslam medeniyetimizin geleceği açısından önemli bir sesti. Ses verenlerden ve ses vermeye sebep olanlardan Allah razı olsun.
Konfüçyüs’e, “Toplumun kaderi senin eline verilirse, onu düzeltmek ve iyileştirmek için ne yaparsın?” diye sormuşlar. Konfüçyüs’ün cevabı; “İlk işim, isim ve kavramları değiştirmek olacaktır. Çünkü toplum, isim ve kavramları yanlış tabir etmek ve kullanmakla bozulur.” şeklinde olmuştur. Rahmetli Cemil Meriç ise, “Kaynaklarından kopan bir intelijansiyanın kaderi, bir mefhum hercümerci içinde boğulmaktır…” der. İşte bizim de kavramlarımıza, kaynaklarımıza ve isimlerimize sımsıkı sahip çıkmamız, gelecekte her bakımdan güçlü olacağımızın önemli bir işaretidir.
Prof. Dr. Musa Yıldız ile Dîvân-ı Hikmet Okumaları -Birinci Hikmet Notları- adlı çalışmada emeği geçen başta Amsterdam Türkevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Veyis Güngör’e, redaksiyon işini üstlenen Kamil Saygı, Cengiz Özkaynak, Ali Galip Keleş, Ünsal Yapıcı, Selim Şimşek’e, emeği geçen bütün Yesevî dostlarına ve Bengü Yayınları yetkililerine teşekkür ederim.
ÖNSÖZ
Esenler Belediyesi, 2019 yılının Ekim ayında Hoca Ahmet Yesevî Kültür Sanat Sezonu Etkinlikleri başlattı. Bu çerçevede Ahmet Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız’ın sunumuyla ‘Dîvân-ı Hikmet Okumaları’ olarak yedi bölümden oluşan program yapıldı.
Nisan ve Mayıs ayında Amsterdam merkezli Türkevi Topluluğu’ndan gönüllü bir grup, evde kalınan korona günlerinde ‘Dîvân-ı Hikmet Okumaları’ programlarını bölüm bölüm not alarak izlediler. İzledikten bir hafta sonra, belirlenen bir saatte Hangout programından çoklu katılımla program tekrar edildi. Katılımcılar sırayla notlarını kendi aralarında paylaştılar. Kavramlar, isimler, ayetler, hadisler ve tarihî olaylar üzerinde uzun uzun duruldu.
Aşağıda, izlenen derslerden alınan notlara yer verilmektedir. Dîvân-ı Hikmet Okumaları aynı zaman da bir Kur’an, Hadis, milletler tarihi, kültür tarihi, dinler tarihi, coğrafya, akaid, sosyoloji ve elbette bir edebiyat okumalarıdır da. Hassaten Dîvân-ı Hikmet Okumaları peygamberler başta olmak üzere, bir Türk-İslam düşünürleri, velileri, ideologları da okuma ve öğrenme tarihidir.
Kısaca Dîvân-ı Hikmet Okumaları, Türklerin Maveraünnehir, yani Türkistan’da ortaya koydukları, sonra Anadolu, Balkanlar ve Avrupa’ya uzanan bir bölgede var olan bir İslam anlayışı, algısı ve dünya görüşü, tabiki varlık tasavvurunu anlama, kavrama ve yorumlama pedagojisidir.
DERS 1
Birinci derste isimleri zikredilen düşünür, şair, edebiyatçı, mutasavvıf, peygamber ve yazarlar:
İmamı Azam Ebu Hanife, İmamı Maturidi Hz., Hoca Ahmed Yesevî, Hz. Sümeyye, Abdulkerim Satuk Bugra Han, Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü, Yahya Kemal, Hz. Ali, Gevher Şehnaz, İbrahim Ata, Musa Şeyh, Arslan Baba, Yusuf Hamedani, İmam Gazali, Sultan Sencer, Hacı Bektaş Veli, Sarı Saltuk, Osman Paşa, Yunus Emre, Ahi Evran, Geyikli Baba, Şeyh Edebali, Hacı Bayramı Veli, Demirci Baba, Gül Baba, Emir Timur…
Programın ilk bölümü; Türklerin İslam öğretisi te orisyenleri, Türklerin İslam’a girişi, Hoca Ahmed Yesevî’nin kısa hayatı, Yesevî’nin vakti üçe ayırması, Yesevî’nin öğrencileri ile Anadolu ve Balkanlarda gönül fetihleri gibi konular ele alınmaktadır.
Program, Hoca Ahmed Yesevî Divanı Hikmet eserinin şu cümleleri ile başlamaktadır:
Bismillah deyip beyan ederek hikmet söyleyip,
Talep edenlere inci cevher saçtım ben işte,
Riyazeti sıkı çekip, kanlar yutup,
İkinci defter sözlerini açtım ben işte.
Devamla, Cibril hadisi olarak da bilinen, Cebrail a.s. ve Peygamberimizin buluşmasına değinilerek, İslam’ın beş şartı, İman’ın altı şartı ve “İhsan nedir?” sorusuna verilen cevap ‘Sen onu görmesen de, O (Allah) seni görüyormuşçasına Allah’a ibadet etmendir’ tarifi üzerinde duruluyor.
İslam’ı bize öğreten büyüğümüzün İmamı Azam Ebu Hanife, İmanı bize öğreten büyüğümüzün ise İmamı Maturidi Hz. olduğuna