Sevilmiş . Морган Райс
Saatini yerden aldı. 11:00’i gösteriyordu. Onlar bir süre daha uyu- yacaklardı.
Sam ambarın karşı tarafına geçip bir şişe su aldı. Tam iç- mek üzereydi ki aşağıya doğru baktı, sigara izmaritleriyle do- luydu. İğrenerek şişeyi bıraktı ve yenisini aramaya koyuldu. Göz ucuyla yerde yarı boş bir sürahi olduğunu gördü. Eline aldı ve yarısını bitirinceye kadar içmeyi bırakmadı.
İşte böylesi daha iyiydi. Boğazı öyle kurumuştu ki! Derin bir nefes aldı ve bir elini şakağının üstüne koydu. Oda hâlâ dönüyordu. İçerisi kokuyordu. Dışarı çıkmalıydı.
Sam karşı tarafa geçip ambarın kapısını açtı. Soğuk sabah havası iyi geldi. Şükür ki bugün hava bulutluydu. Yine de et- raf hâlâ acayip parladığı için gözlerini kısması gerekti; fakat bundan beteri olmaz dedirtecek bir durum yoktu. Yine kar yağıyordu. Harika. Sanki yeterince yokmuş gibi.
Sam eskiden karı, özellikle de karlı günlerde okula gitme- den evde kalabilmeyi severdi. Caitlin ile tepenin başına gi- dip yarım gün boyunca hiç durmadan kaydıkları zamanları hatırlıyordu.
Artık çoğunlukla okula gitmediği için karın bir fark oluş- turması söz konusu değildi. Artık kocaman bir dert yarat- maktan başka bir işe yaramıyordu.
Sam cebine uzanıp yamulmuş bir sigara paketi çıkardı. Bir tanesini dudaklarına koyup yaktı.
Sigara içmemesi gerektiğini biliyordu; ama tüm arkadaş- ları sigara içtiği için onu da zorluyorlardı. Sonunda neden olmasın ki, demişti. Yani daha birkaç hafta önce başlamıştı. Şimdiyse yavaş yavaş hoşuna gitmeye başlıyordu. Daha çok öksürüyor ve ciğerleri canını epey yakıyor olsa da şöyle dü- şünüyordu: Ne çıkar ki? Bunun onu öldüreceğini biliyordu; fakat o kadar uzun yaşayacağını düşünmüyordu zaten. Hiç düşünmemişti. Kafasının gerisinde bir yerlerde, asla yirmisi- ne geleceğine bile inanmamıştı.
Kafasını yeni yeni toplamaya başladığı için tekrardan ön- ceki günü düşündü. Caitlin. Onunla ilgili kötü hissediyor- du, gerçekten kötü. Onu seviyordu. Gerçekten seviyordu. Tüm bu yolu onu görmek için gelmişti. Neden ona babala- rıyla ilgili sorular soruyordu ki? Acaba hayal mi görmüştü?
Buraya geldiğine de inanamıyordu bir türlü. Annesi de- lirince mi kaçtı diye merak ediyordu. Öyle olmalıydı. An- nesinin şu an kafayı yediğine bahse girebilirdi. Muhtemelen ikisinin de izini sürmeye çalışıyordu; ama tekrar düşününce belki de çalışmıyordu. Kimin umurunda ki zaten! Onları oradan oraya o kadar çok sürüklemişti ki…
Ancak Caitlin başkaydı. Ona öyle davranmaması gerekir- di. Daha iyi olmalıydı; ama o sırada kafası çok iyiydi. Hâlâ kendini kötü hissediyordu. O yer artık neresiyse artık içinde bir yerlerin her şeyin normale dönmesini istediğini tahmin ediyordu. Hem elinde Caitlin’den daha normale yakın bir şey de yoktu.
Neden dönmüştü ki? Oakville’e geri mi taşınıyordu yok- sa? Bu harika olurdu. Belki birlikte bir yer bulurlardı. Evet, Sam bunu düşündükçe fikir daha çok hoşuna gitti. Onunla konuşmak istiyordu.
Cebinden telefonunu çıkardığında kırmızı ışığın yanıp sönmekte olduğunu gördü. İkona tıkladığında Caitlin’den yeni bir Facebook mesajı aldığını fark etti. Eski ambardaydı.
Harika. Derhâl oraya gidecekti.
Sam park edip eski ambara doğru evin karşı tarafına geçti. ‘Eski ambar’dan sonra başkaca bir şey demelerine gerek yok- tu. İkisi de bunun ne anlama geldiğini biliyordu. Oakville’de yaşarlarken hep gittikleri yer burasıydı. Yıllardır piyasada sa- tılmayı bekleyen boş bir evin arka tarafındaydı. Ev orada bomboş öylece duruyordu. Bildikleri kadarıyla kimse bak- maya bile gelmemişti.
Evin epey arka tarafında ise bu süper ambar vardı. O da tamamen boş bir şekilde öylece duruyordu. Sam bir gün bu- rayı keşfetmiş ve Caitlin’e göstermişti. İkisi de burada ta-kılmak konusunda bir sakınca görmemişlerdi. Her ikisi de ufacık karavanlarında anneleriyle birlikte kalmak zorunda olmaktan nefret ediyordu. Bir gece ikisi geç saatlere kadar burada kalıp muhabbet etmiş, şöminede şekerleme kızart- mış ve birlikte uyuyakalmışlardı. Bunun ardından ne zaman evde işler çığırından çıksa ambara gelmişlerdi. Burayı kulla- nabiliyorlardı hiç değilse. Birkaç ayın ardından burayı kendi mekânlarıymış gibi hissetmeye başlamışlardı.
Sam evin öte tarafına doğru geçerken içinde Caitlin’i görme hevesiyle yaylanarak yürüyordu. Özellikle arabayla buraya gelirken yuvarladığı Dunkin’ Donuts kahvesinden sonra yavaş yavaş ayılmaya başlamıştı. Daha on beş yaşında olduğu için araba kullanmaması gerektiğini biliyordu. An- cak ehliyetini almaya sadece birkaç yıl kaldığı için beklemek istemiyordu. Henüz çevirmeye yakalanmamıştı. Nasıl sürü- leceğini de biliyordu. O zaman niye beklesindi ki? Arkadaş- ları kendi pikaplarını almasına izin veriyordu ve bu da onun için fazlasıyla yeterliydi.
Sam ambara doğru yaklaşırken şu iri yarı adamın Caitlin’in yanında olup olmayacağını merak etti. O adamda bir şey- ler vardı… Ne olduğunu çıkartamıyordu. Neden Caitlin ile olduğunu anlayamıyordu. Çıkıyorlar mıydı yoksa? Caitlin ona her şeyini anlatırdı. Nasıl olmuştu da bu adamı daha önce hiç duymamıştı?
Neden Caitlin birden babalarıyla ilgili sorular soruyordu ki? Sam kendine kızıyordu; çünkü önceki günle ilgili ona vermek istediği birtakım haberler vardı aslında. Nihayet Facebook’taki arkadaşlık tekliflerinden birine cevap almıştı. Bu cevap babalarından geliyordu. Gerçekten oydu. Onları özlediğini ve görmek istediğini söylemişti. Nihayet. Bunca yıldan sonra. Sam cevap vermişti bile. Yeniden konuşmaya başlamışlardı. Babaları da onu görmek istiyordu. İkisini de. Neden Sam ona söylememişti ki? Neyse, en azından şimdi söyleyebilirdi.
Sam yürüdüğü sırada karlar ayağının altında çatırdıyor, kar yağışının hızı artıyordu. Bu ona kendini tekrardan mut- lu hissettirdi. Hele Caitlin yanında olsa her şey normale bile dönebilirdi. Belki de tam doğru zamanda gelmişti; o kendini bu kadar dağıtmışken onu bundan kurtarmak için. Caitlin her zaman bunu yapmanın bir yolunu bulurdu. Belki bu seferki şansı buydu.
Tam başka bir sigara almak için cebine uzanmıştı ki ken- dine hâkim oldu. Belki işleri değiştirmeye başlayabilirdi.
Sam paketi buruşturup çimenlerin üstüne attı. Ona ihti- yacı yoktu. O buna ihtiyaç duymayacak kadar güçlüydü.
Ambarın kapısını açtığında Caitlin’i şaşırtmak ve ona ko- caman sarılmak için hazırdı. Ona üzgün olduğunu söyle- yebilirdi. Caitlin de yaptıkları için üzgün olurdu ve her şey tekrardan rayına girerdi.
Ancak ambar boştu.
Sam kimsenin olmadığını bile bile, “Merhaba!” diye bağırdı.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «ЛитРес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на ЛитРес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через