Kırgızca Türkçe Deyimler Sözlüğü. Анонимный автор

Kırgızca Türkçe Deyimler Sözlüğü - Анонимный автор


Скачать книгу
üç, berisi eki (АРЫСЫ ҮЧ, БЕРИСИ ЭКИ) [ötesi üç, berisi iki] Üç aşağı, beş yukarı.

      arısı-berisi kaysı (АРЫСЫ-БЕРИСИ КАЙСЫ) [ötesi berisi hangi] Hiçbir farkı yok: “Arısı-berisi kaysı, bere ber.” (Hiç fark etmez, verebilirsin.)

      arka bol- (АРКА БОЛ-) [arka olmak] Destek olmak, arka olmak: “Beçaraga kalka bol, bedelsizge arka bol.” -C-Ö. (Biçareye kol kanat, garip kişiye arka ol.)

      arka moynu astında kal- (АРКА МОЙНУ АСТЫНДА КАЛ-) [arka boynu altında kalmak] Kazada hayatını kaybetmek, kazadan zarar görmek, kazaya uğramak: “Bir kün bolboso bir kün arka moynu astında kalat.” -AU2. (Bugün olmasa da bir gün kazadan zarar görürsün.)

      arka tut- (АРКА ТУТ-) [arka tutmak] Birini arka bulmak, destek olarak görmek.

      arka-cölök bol- (АРКА-ЖӨЛӨК БОЛ-) [arka destek olmak] Arka çıkmak, destek olmak: “Baştarına mınday kıyın kıstoo kün tüşsö biribirine arka-cölök boluşkan.” -ÇA1. (Başları sıkıştığı gün birbirlerine arka çıktılar.)

      arkan boyu (АРКАН БОЮ) [urgan boyu] Tahmini on metrelik uzunluk; karış kadar: “Arkan boyu cerge bargandan kiyin taşka takalıp kaldı körünöt.” -BM. (Tahminî on metrelik yere vardıktan sonra taşa takılmışa benziyor.)

      arkañdı mal, aldıñdı bala bassın (АРКАҢДЫ МАЛ, АЛДЫҢДЫ БАЛА БАССЫН) [arkanı mal, önünü çocuk bassın] Arkanda malın mülkün, önünde çoluk çocuğun çok olsun! Bir yastıkta kocayın!

      arkası suu- (АРКАСЫ СУУ-) [arkası soğumak] Yüreği soğumak, rahatlamak, oh çekmek: “Kan içer Törögeldi ölüp, dalay kedeydin arkası suugan.” -AJ. (Kana susamış Törögeldi ölünce birçok fakir fukaranın yüreği soğumuştu.)

      arkası tiy- (АРКАСЫ ТИЙ-) [sırtı değmek] Yardımı, faydası dokunmak: “Arkası tiygen eline.” -KPA1. (Halkına faydası dokunmuştu.)

      arkasın sal- (АРКАСЫН САЛ-) [arkasını koymak] Sırtını dönmek.

      arkı-berkini bil- (АРКЫ-БЕРКИНИ БИЛ-) [öteyi beriyi bilmek] bk. arkı-berkini tüşün-.

      arkı-berkini tüşün- (АРКЫ-БЕРКИНИ ТҮШҮН-) [öteyi beriyi anlamak] Her şeyden anlamak, görmüş geçirmiş olmak.

      armanda bol- (АРМАНДА БОЛ-) [ukdede olmak] bk. armanda kal-.

      armanda kal- (АРМАНДА КАЛ-) [ukdede kalmak] İçinde ukde olmak: “Seyit menen betteşpey, men armanda kaldım” -CM. (Seyit’le karşılaşamamak içimde ukde oldu.)

      arpañdı kam ordukpu (АРПАҢДЫ КАМ ОРДУКПУ) [arpanı çiğ biçtik mi] Ne dedim de? Ne yaptım da?

      arpasın aştıgın kam orgonsu- (АРПАСЫН АШТЫГЫН КАМ ОРГОНСУ-) [arpasını çiğ biçmiş gibi yapmak] bk. arpasın kam orgonsu-.

      arpasın çiyki or(АРПАСЫН ЧИЙКИ ОР-) [arpasını çiğ biçmek] bk. arpasın kam or-.

      arpasın kam or(АРПАСЫН КАМ ОР-) [arpasını çiğ biçmek] Kötülük yapmak, zarar vermek. “Tört tülük malın bölgülö / Arpasın kam orgula.” -ET2. (Sürülerce malını bölün / Kötülük yapıp zarar verin!)

      arpasın kam orgonsu- (АРПАСЫН КАМ ОРГОНСУ-) [arpasını çiğ biçmiş gibi yapmak] Kötü bir şey yapmışçasına suçluluk duygusuna kapılmak.

      artı kayırluu bolsun (АРТЫ КАЙЫРЛУУ БОЛСУН) [arkası hayırlı olsun] “Allah rahmet eylesin, geride kalanlar sağ olsun!” anlamında dilek sözü.

      artık baş (АРТЫК БАШ) [fazla baş] 1. Fazla, olması gerekenden daha çok: “Romandın üçünçü bölümü artıkbaş ekendigi cana başkı kaarmandardın obrazdarı da tereñ açılbay kalgandıgı aytılgan.” -LÜ. (Romanın üçüncü bölümünün fazla olduğu ve kahramanların yeterince tasvir edilmediği söylendi.) 2. Gereksiz: “Balkim, ayrım ilim-bilimdüü, madaniyattuu adamdar üçün bul suroo artıkbaş sezilişi da ıktımal.” -ÇA1. (Belki, kimi bilgili, kültürlü insanlarca bu sorunun gereksiz olduğu hissedilebilir.)

      artıkçılık ber- (АРТЫКЧЫЛЫК БЕР-) [üstünlük vermek] Daha fazla önem ve öncelik vermek: “Analitikalık materialdarga artıkçılık berilet.” -KT. (Çözümlemeli materyallere daha fazla önem ve öncelik verilir.)

      artıkçılık kıl- (АРТЫКЧЫЛЫК КЫЛ-) [üstünlük yapmak] Üstünlük sağlamak: “Oyundun ekinçi bölügündö Germaniya artıkçılık kılıp aldıga çıktı.” -KT. (Oyunun ikinci bölümünde Almanya üstünlük sağlayıp öne geçti.)

      artın bersin (АРТЫН БЕРСИН) [arkasını versin] Bu son olsun, bir daha yaşanmasın, bundan sonraki iyi olsunanlamında dilek sözü: “Kuday artın berse ele boldu.” -BM. (Allah bir daha yaşatmasın.)

      artın kaçır- (АРТЫН КАЧЫР-) [arkasını kaçırmak] Paçayı sıyırmak, çekinmek, çekinerek direk konuşamamak.

      artına kalbır bayla- (АРТЫНА КАЛБЫР БАЙЛА-) [arkasına kalbur bağlamak] Arkasından iş çevirmek, biriyle ilgili dedikodu yapmak, söz çıkarmak.

      artınan saya tüş- (АРТЫНАН САЯ ТҮШ-) [peşinden vurarak takılmak] 1. Peşine düşmek, arkasından gitmek. 2. Peşini bırakmamak, bir kimseyi veya şeyi izlemekten vazgeçmemek. 3. Peşine düşmek, bir isteğin gerçekleşmesini sağlamaya çalışmak, bir işe dört elle sarılmak, içtenlikle girişmek: “Çıgarmanın başkı kaarmanı Santa – ilimdin artınan saya tüşüp biologiya ilimderinin doktoru degen ilimiy daracaga ee bolgon.” -LÜ. (Eserin baş kahramanı Santa, bilime dört elle sarılarak, biyoloji doktoru unvanına sahip oldu.) 4. Düşmanlık beslemek, kötülük yapmak: “Birok al doorlordo canıbarlardın artınan saya tüşüp tukum kurut kıluu seyrek boluuçu cana al calpı bardık cerge taragan körünüş emes ele.” -LG. (Fakat o dönemlerde hayvanlara kötülük yaparak onların kökünü kurutmak sık rastlanan bir durum değildi.)

      artınan suu çaç- (АРТЫНАН СУУ ЧАЧ-) [arkasından su saçmak] bk. artınan topurak çaç-.

      artınan sürö tüş- (АРТЫНАН СҮРӨ ТҮШ-) [arkasından takılmak] bk. artınan saya tüş-.

      artınan topurak çaç- (АРТЫНАН ТОПУРАК ЧАЧ-) [arkasından toprak saçmak] “Yüzü öte olsun, tekrarı olmasın!” diye dilekte bulunarak ayin yapmak, yüzüne tükürmek; yüzünü şeytan görsün.

      artınan tüş- (АРТЫНАН ТҮШ-) [arkasından düşmek] bk. artınan saya tüş-.

      asa


Скачать книгу