Grimm Masalları. Братья Гримм
mutfaktayım, ısınıyorum!” diye cevap vermiş ikinci kan damlası.
Kadın mutfağa gidip baktıysa da kimseyi bulamamış. “Neredesin?” diye bir kez daha seslenmiş.
Üçüncü damla: “Yataktayım, uyuyorum!” diye cevap verince büyücü kadın gidip oraya bakmış ve kendi elleriyle canına kıydığı öz çocuğunun kanlar içinde yatmakta olduğunu görmüş. Öylesine bir öfkeye kapılmış ki hemen pencereden gözünün alabildiğince uzaklara bakmış ve üvey kızının sevgilisi Roland’la kaçmakta olduğunu görmüş.
“Ne yapsanız boşuna!” diye haykırmış. “İstediğiniz kadar uzakta olun, benden kaçamazsınız!”
Sihirli çizmelerini giymiş. Bu çizmelerle bir adım attığında bir saatlik yol alıyormuş. Derken çok geçmeden onlara yetişmiş. Ama onun gelmekte olduğunu gören kız sihirli değneğiyle sevgilisi Roland’ı bir göle, kendisini de o gölün ortasında yüzen bir ördeğe dönüştürmüş. Büyücü kadın sahile yaklaşarak ördeği kendine çekebilmek için suya ekmek kırıntıları atmış ama ördek buna kanmamış. Büyücü kadının planları istediği gibi gitmemiş. Kız, sevgilisi Roland’ı yine eski hâline getirmiş ve ikisi sabaha kadar kol kola dolaşıp durmuşlar. Güneş doğarken kız kendisini kır çiçeklerinin ortasında duran güzel bir çiçeğe, sevgilisini de bir kemancıya dönüştürmüş. Aradan çok geçmeden büyücü kadın çıkagelerek kemancıya: “Kemancı yavrum, biraz çiçek toplayabilir miyim?” diye sormuş.
“Tabii ki.” diye cevap vermiş kemancı. “Ben de bu arada keman çalayım.”
Büyücü kadın aceleyle çite tırmanarak ortadaki çiçeği koparmak istemiş, o çiçeğin kim olduğunu biliyormuş. Aynı anda kemancı, kemanını çalmaya başlayınca büyücü kadın elinde olmadan zıplayıp oynamaya başlamış. Meğer bu sihirli bir kemanmış. Kemancı ne kadar hızlı çaldıysa kadın o denli sıçramış, dikenler hep vücuduna batarak giysisini parçalamış. Çok fazla yara alan kadın, düşüp ölmüş. Ondan kurtulduktan sonra Roland: “Şimdi babama gidip bana düğün yapmasını isteyeceğim.” demiş.
“Ben o zamana kadar burada kalıp seni beklerim. Kimse beni tanımasın diye de kendimi tarlanın ortasında kırmızı bir taşa dönüştürürüm.” demiş kız. Bunun üzerine Roland gitmiş ve kız tarla içinde kırmızı bir taşa dönüşerek sevgilisini beklemeye başlamış. Ancak Roland bir başka kızın tuzağına düşüp asıl sevdiği kızı unuttuğu için geri gelmemiş. Kızcağız uzun süre öylece bekledikten sonra oğlan gelmeyince çok üzülerek kendisini yine güzel bir çiçeğe dönüştürmüş. “Herhâlde biri gelip beni koparır.” diye düşünmüş. Derken günün birinde koyunlarını otlatmakta olan bir çoban, çiçeği görüvermiş. Çok güzel olduğu için onu koparıp yanında taşıdığı bir kutuya koymuş. O günden sonra çobanın evinde akılalmaz şeyler olmaya başlamış. Sabahları ne zaman kalksa bütün işler yapılmış, ev derlenip toplanmış, masalar ve sandalyeler temizlenmiş, ocak yakılmış, su taşınmış, öğlenleri eve geldiğinde yemek pişmiş ve sofra hazırlanmış oluyormuş. Çoban, kulübesinde kimseyi görmediği için bunun nasıl olduğunu anlayamamış. Bu olanlar çok hoşuna gitmiş olsa da zamanla içine bir korku düştüğü için bir bilge kadına danışmış.
Kadın: “Bu işin içinde bir büyü var.” demiş. “Sabahları çok erken kalk, bak bakalım evde bir şeyler kımıldıyor mu. Herhangi bir şey görürsen ne olursa olsun, hemen üzerine beyaz bir örtü at, o zaman büyü ortadan kalkar.”
Çoban onun dediğini yapmış. Ertesi sabah, gün doğarken kutunun nasıl açıldığını ve içinden çiçeğin nasıl çıktığını görmüş. Hemen üzerine beyaz bir örtü atmış. Bir anda karşısında güzel bir kız belirmiş. Kız ona çiçekten çıktığını ve evdeki temizliği, yemekleri kendisinin yaptığını söylemiş. Sonra da başına gelenleri anlatmış. Çoban ondan o kadar hoşlanmış ki evlenme teklif etmiş ama kız, hâlâ Roland’ı sevdiği için “Hayır.” demiş. Roland kendisini terk etmiş olsa da kız, aşkına sadık kalmaya kararlıymış. Yine de evden ayrılmayacağına ve bundan sonra da evde aynı işleri yapacağına dair çobana söz vermiş. Derken Roland’ın düğün günü yaklaşmış. O zamanki geleneklere göre ülkenin tüm kızları yeni evlilerin şerefine şarkı söyleyecekmiş. Aşkına sadık kalan kız bunu duyunca çok üzülmüş, yüreği göğsünden dışarı fırlayacak gibi olmuş ve düğüne gitmek istememiş. Ama diğer kızlar gelip, onu alıp götürmüşler.
Şarkı söyleme sırası ona geldiğinde kendisini geri çekmiş ama herkes söyledikten sonra geriye bir tek o kalınca daha fazla kaçamamış. Roland, kızın söylemeye başladığı şarkıyı duyar duymaz yerinden sıçrayarak haykırmış:
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.