Vampir Öyküleri. Артур Конан Дойл

Vampir Öyküleri - Артур Конан Дойл


Скачать книгу
söylüyorlardı. Hakkında şeytana taptığına dair söylentiler vardı ya da buna benzer bir şey. Ah, ayrıca onda nazar olduğunu da söylüyorlardı, ancak bu tamamen saçmalık. Bazı garip teorileri olduğunu hatırlıyorum, insan iradesinin gücü ve aklın maddeler üzerindeki etkisine dair tuhaf teorilerdi.

      Tıp eğitimin nasıl gidiyor? Sakın unutma, oğlum, ne zaman ihtiyaç duyarsan sana her şekilde yardıma hazırım.

Sevgilerle, EDWARD JOYCE.

      Not: Bu arada Northcott çatışmada ölmedi. Ateşkes sağlandıktan sonra, büyük bir çılgınlık anında, Güneşe Tapanlar’ın tapınaklarından sonsuz ateşi çalmaya çalışırken öldürüldü. Ölümü hakkında aydınlanmamış pek çok soru işareti var.

      Mektubu birkaç kez okudum; başta tatmin olmuştum, fakat daha sonra bu his yerini hayal kırıklığına bırakmıştı. Bazı ilginç bilgiler edinmiştim ama hiçbiri de benim istediğim gibi değildi. Sıradışı bir adamdı, şeytana tapıyordu ve nazarın gücüne sahip olduğu söyleniyordu. Genç hanımın soğuk, gri gözlerinde birkaç kez gördüğüm o buz gibi ışıltılardan sonra, sıradan bir insanın yapamayacağı kötülüklere neden olabileceklerine inanabilirdim, ancak bu tür bir batıl inanç kesin bir sonuca varmak için çok zayıftı. Şu cümlede gizli bir anlam yok muydu: “İnsan iradesinin gücü ve aklın maddeler üzerindeki etkisine dair tuhaf teorileri vardı.” Bir keresinde, bazı insanların zihin güçleri ve bu güçleriyle yapabilecekleri hakkında, o zaman şarlatanlık olduğunu düşündüğüm bir makale okumuştum.

      Bayan Northcott da böyle özel bir yeteneğe mi sahipti?

      Bu fikir gittikçe güçlendi ve kısa bir süre sonra da bu fikrimi destekleyecek bir olay yaşadım.

      Tam da bu konu üzerinde düşündüğüm sırada gazetede bir ilan gördüm; ünlü medyum Dr. Messinger şehrimizi ziyaret edecekti. Messinger’ın gösterileri, konunun uzmanı pek çok otorite tarafından tekrar tekrar “gerçek” olarak duyurulmuştu. Yaptıkları hileden çok uzaktı ve ayrıca hayvansal manyetizmaların psişik bilimi ve elektrobiyoloji konularında bilinen en güçlü otorite olarak kabul ediliyordu. İşte bu nedenle, insan iradesinin yapabileceklerini görmeye kararlı bir şekilde, gösterinin ilk gecesi için bir bilet aldım ve okuldan birkaç arkadaşım ile gösteriyi izlemeye gittim.

      Yanlardaki localardan birini ayırttık ve gösteri başlayana kadar oraya gitmedik. Yerime oturmak üzereyken, Barrington Cowles’i nişanlısı ve yaşlı Bayan Merton ile sahnenin önündeki üçüncü ya da dördüncü sırada otururken gördüm. Hemen hemen aynı anda onlar da beni gördüler ve selamlaştık. Gösterinin ilk bölümü tamamen sıradandı, Messinger kendi getirdiği eşyaları kullanarak birkaç hokkabazlık numarası yaptı ve hipnozla ilgili bir şeyler söyledi. Hatta trans hâlindeyken rastgele kişilerin sorduğu sorulara verdiği cevaplar yardımıyla görülemeyen şeyleri görebilme yeteneği üzerine de küçük bir gösteri sundu. Verdiği cevapların hepsi tatmin ediciydi. Ancak bunları daha önce de görmüştüm. Asıl görmek istediğim, onun salondaki herhangi biri üzerindeki iradesinin etkisiydi.

      Gösterisinin son bölümünde sıra buna geldi. “Size,” dedi, “hipnotize edilenin tamamen hipnotize edenin kontrolü altında olduğunu gösterdim. Hipnotize edilen kendi özgür iradesini tamamen kaybeder ve düşündükleri, onu etkileyen zihnin ona telkin ettiklerinden ibarettir. Aynı etkiyi herhangi bir ön hazırlık yapmadan da elde etmek mümkündür. Güçlü bir zihin, kendinden daha zayıf olan bir zihni uzaktan dahi kontrol edebilir. İnsanoğlunun diğer üyelerinden daha güçlü bir irade geliştirmiş olan kişinin diğerleri üzerinde baskı kurup onları yönetmemesi ve onları kendi isteklerini yerine getiren robotlara dönüştürmemesi için hiçbir sebep yoktur. Neyse ki her insan zihninin belli bir gücü vardır, ya da belki de zayıflığı demeliydim, bu yüzden böyle bir felaketin gerçekleşmesi mümkün değil. Yine de irade güçleri arasında ufak farklılıklar, oldukça ilginç sonuçlara yol açabiliyor. Şimdi seyircilerden birini seçerek, tamamen irade gücüyle onu kendi istemi dışında sahneye çıkmaya ve benim söylediklerimi söylemeye zorlayacağım. Sizi temin ederim ki, bu kesinlikle önceden ayarlanmış bir gösteri değil ve seçeceğim kişi böyle bir gösterinin parçası olmak istemiyorsa, buna itiraz etme hakkı var.”

      Bunları söyledikten sonra, sahnenin ön kısmına gelerek bakışlarını seyirciler arasında dolaştırdı. Medyum kısa bir an durakladıktan sonra hemen onu seçtiğine göre, şüphesiz Cowles’in esmer teni ve parlak gözleri onu heyecanlı biri olarak göstermek için yeterliydi. Messinger bakışlarını arkadaşımın üzerinde yoğunlaştırdı. İlk anda yüzünde kısa bir şaşkınlık ifadesi belirse de, hemen sandalyesine yerleşerek teslim olmamaya kararlı olduğunu gösterdi. Karşısındaki büyük bir zihin gücüne sahip değildi belki, ancak bakışlarının yoğun ve etkileyici olduğu da kesindi. Bu keskin bakışların altında Cowles’in elleri birkaç kez kımıldandı, sanki sandalyesinin kollarını daha sıkı kavramak istiyormuş gibi. Ve sonra yarı doğruldu fakat yeniden yerine oturmayı başardı. Tabii ki bunu yapabilmek için belli bir çaba sarf etmiş gibi görünüyordu. Büyük bir ilgiyle bu olayı izlerken, bir anlığına Bayan Northcott’un yüzündeki ifadeyi gördüm. Gözlerini sahnedeki medyuma dikmiş, büyük bir dikkatle onu izliyordu, yüzündeki ifade öyle yoğun bir konsantrasyon ifadesiydi ki, böyle bir ifadeyi daha önce hiç kimsenin yüzünde görmemiştim. Çenesi kilitlenmiş, dudakları birbirine bastırılmış ve yüzü mermerden oyulmuş bir heykel gibi katılaşmıştı. Çatık kaşlarının altında gözleri soğuk bir ışıltıyla parıldıyordu. Cowles’in ayağa kalkıp sahneye çıkmasını beklerken, birden sahneden kısa bir çığlık geldi. Bu, uzun süren zorlu bir mücadeleyi kaybetmiş birinin sesiydi. Messinger sahnedeki masasına dayanmış, elleriyle terli alnını ovuyordu. “Devam edemeyeceğim,” diye seslendi seyircilere. “Bana karşı gelen, benden daha güçlü bir zihin var. Bu akşam için beni affetmelisiniz.” Adam açıkça bitkin düşmüştü ve devam edemeyecek gibi görünüyordu ve bu yüzden perde kapandı. Medyumun durumu hakkında çeşitli yorumlar eşliğinde seyirciler dağıldılar.

      Arkadaşım ve bayanlar gelene kadar salonun dışında bekledim. Cowles yaşadıkları hakkında gülüyordu.

      “Beni ele geçiremedi, Bob!” diye zaferle bağırdı elimi sıkarken. “Sanırım bu sefer çetin bir cevize çattı!”

      “Evet,” diye araya girdin Bayan Northcott, “Bence Jack bu güçlü iradesiyle gurur duymalı, öyle değil mi, Bay Armitage?”

      “Bunun için çok uğraştım,” dedi arkadaşım ciddi bir ifadeyle. “Ne kadar garip bir his olduğunu tahmin edemezsiniz. İçimdeki bütün güç benden alınmış gibiydi, özellikle adam sahnede yıkılmadan hemen önce.”

      Bayanları evlerine bırakmak için onlarla beraber yürüdüm. Cowles önde Bayan Merton ile birlikte yürüyordu, ben de kendimi genç hanımla beraber arkada onları izlerken buldum. Başta hiçbir şey söylemeden yürüdüm ama sonra ona karşı kabalık etmiş olsam bile, dayanamayarak aniden aklımdakileri söyleyiverdim.

      “Bunu siz yaptınız, Bayan Northcott.”

      “Neyi ben yaptım?” diye sordu kısaca.

      “Hipnozcuyu hipnotize ettiniz. Sanırım yaşananları en iyi açıklayan tanım bu olur.”

      “Ne kadar garip bir fikir,” diye güldü. “O hâlde güçlü bir iradem olduğunu mu söylüyorsunuz?”

      “Evet,” dedim, “Tehlikeli derecede güçlü.”

      Şaşırmış şekilde sordu. “Neden tehlikeli?”

      “Bana göre, böylesine bir etki yaratabilecek güçteki her irade tehlikelidir. Çünkü her zaman kötü amaçlar için kullanılma ihtimali vardır.”

      “Beni korkunç biri olarak gösteriyorsunuz, Bay Armitage,”


Скачать книгу