Tanrı Dağları'nın Zirvesi Aytmatov. Анонимный автор
300 km uzaktan geldim, film (İlk öğretmen – S.C.) çekiliyordu, bu işimi bırakıp geldim, çünkü bu parti toplantısına katılmayı kendime bir görev olarak bildim… Ben… kim bilir nasıl sanat meseleleri… Eraliyev’in manzumesi gibi kıvanç verici olaylar… Üzerine konuşmak istemiştim.” Ancak kendi ifadesiyle, yoldaş Aytmatov böyle yapamıyormuş çünkü “Ben şimdi de bizim Birliği entrikalar ve provokasyonlar sonucu birbirlerine cin görmüş gibi tahammül edemeyen insanların toplandığı bir yer olarak görüyorum.” Daha da ileri giderek o şöyle dedi: “Yazarlar Birliği’ndeki sorun son günlerde Birinci Sekreterimiz yoldaş Abdumomunov’un tutarsız davranışlarından sonra, Beyşenaliyev’in kanunsuz bir şekilde Ala Too dergisinin editörü ve Yazarlar Birliği’nin sekreteri olarak tayin edilmesinden sonra daha da büyüdü… Benim bahsettiğim bu olay Ağustos sonlarında ortaya çıktı. O gün Kırgız edebiyatının kara günü oldu… Bu, sizlerin istediği, çoğunluğun istemediği bir insanın (Ş. Beyşenaliyev’in – S.C.) itibarının yükseltilmesini amaçlayan gizli bir anlaşmaydı.
Yoldaş Aytmatov, yoldaş Abdumomunov’a dönüp şöyle dedi: “Siz, hiçbir işte tutunamayan bir insana, Kırgızistan Yazarlar Birliği’nin prensipsiz sekreterine dönüştünüz. Ben bütün halka sizin ettiklerinizin basit mantığını açıklayacağım. Siz, Merkezî Komitede Beyşenaliyev’in yakın dostu ve akrabası Moldobayev’in çalıştığını öğrendiniz. Siz, orada bu ikisinin dostu Murataliyev’in bulunduğunu öğrendiniz.9 Siz yerinizi korumak için bu insana (Ş. Beyşenaliyev’e – S.C.) dayanmak gerektiğini anladınız.
Bu, ciddiyetten uzak ve sorumsuzca söylenen sözler doğru değildi. Bu cümlelerin her bir kelimesinde haddini aşan bir abartma vardı.
Onun söylediklerini yoldaş Eraliyev tekrarlamaya başladı. O, hiçbir temele dayanmadan “Abdumomunov ben bilirim illetine yakalanıp şişip gitti.” dedi. Ala Too dergisinin çalışmalarındaki eksikliklerden bahsetmeyip derginin editörlük görevini sürdüren O. Orozbayev’e övgüler yağdırdı. “Biz ona (Orozbayev’e) inandık, o da oldukça iyi çalıştı, dedi yoldaş Eraliyev, – Yoldaş Orozbayev (başeditörlük için) teklif edildiğinde (üst makamlar) onu tayin etmedi. Buna biz üzgünüz. Niçin bizim fikirlerimiz dikkate alınmıyor?”
Yoldaş Eraliyev, Yazarlar Birliği İdare Divanının Beyşenaliyev’in (Ala Too dergisinin editörlüğüne) tayin edilmesi konusundaki kararını “rezil bir karar” olarak kabul ediyormuş. “Niçin yoldaş Abdumomunov iki yıldan beri Orozbayev’in editörlük görevine tayin edilmesini talep etmedi? – diye sordu Eraliyev. – Ne olacak, Orozbayev tayin edilmese editörlük için Beyşenaliyev’den başka bir insan mı bulunamadı? Sizler böyle yapmakla insanların namuslarını ayağa düşürüyorsunuz!” Onun daha da ileri giderek söyledikleri şunlar: “Ben açıkça söyleyeyim, Beyşenaliyev büyük çaplı bir kariyer düşkünü, ömrümde böyle bir kariyer düşkününe rastlamadım.” Böylesine büyük suçlamalarda bulunan yoldaş Eraliyev hiçbir delil göstermedi.
Yazarlar arasındaki gruplaşmanın güçlenmesi ve karşılıklı ilişkilerin sertleşmesinde Pravda gazetesi muhabiri yoldaş K. Bobulov olumsuz bir rol oynamıştır. Oturduğu makam prensipli, tarafsız olmayı gerektirse de yoldaş Bobulov edepsizlik ederek sağlam temellere dayanmayan sözler söylerdi. Buna, onun S. Eraliyev’in “Yıldızlara seyahat” isimli manzumesi Yazarlar Birliği’nde tartışıldığında Yazarlar Birliği’nin parti organının bir önceki dönem çalışmalarının bilançosunun çıkarılarak hesabının verilmesi ve yeni seçimlerin yapılması için bir toplantı düzenlendiğinde, genç yazarların Cumhuriyet çapındaki danışma meclisi toplandığında takındığı tavır ve söyledikleri delildir.
Parti toplantısında yoldaş K. Bobulov temel edep kurallarına uymayıp Aalı Tokombayev’i ve başka “ihtiyarları” (onun söylediği şekilde), başka bir ifadeyle yüce neslin yazarlarını siyasi eğitime çekmenin gerekli olduğunu söyledi. O, A. Tokombayev’e dönüp:
Siz bana bütün ülkece (SSCB’ce – S.C.) tanınan ideal bir eser gösteriniz lütfen, dedi. – Ben, yoldaş Tokombayev, sizin yaptıklarınızın farkındayım. Ne zaman iyi bir eser yaratılsa siz onu tamamen kötüleyen bir makale yazıyor, dostlarınızı ise övüyorsunuz.
Buna benzer hakaretler ve kaba sataşmalar ancak yazarlar arasındaki gruplaşmayı güçlendirebilir.
Yoldaş Bobulov’un hiçbir delile dayanmadan kuru bir biçimde yaptığı konuşmaya göre “birçok eser rezil edilecek” imiş, daha yayımlanmadan “yok edilecek” imiş. Sonra o Kırgızistan Yazarlar Birliği Birinci Sekreteri yoldaş Abdumomunov’a kudururcasına sataşarak yoldaş Orozbayev’in Ala Too dergisinin editörlüğüne tayin edilmesini Kırgızistan Komünist Partisi Merkezî Komitesinden talep etmediği için onu “liberalizme yol açtınız” diyerek, “çocuk gibi iş yaptınız” diyerek suçladı. Sonunda şöyle bir sonuç çıkardı: “Bundan sonra size güvenilerek yöneticilik dizgini nasıl verilebilir?”
Yoldaş Bobulov’un nesirde yazan gençlerin meclisinde söyledikleri de prensipsiz, bağırtılı çığırtılı çıktı. O, Kırgızistan Yazarlar Birliği’nde iki grubun mevcut olduğunu söyledi: “Yenilikçilik için, Kırgız edebiyatının gelişmesi için, yeni sanat için mücadele eden bir grup var, ancak bunların hepsine engel olan ikinci bir grup daha var.” K. Bobulov Kırgız edebiyatının gelişmesini sadece iki yazarın adı ile bağlı kıldı. O, doğrudan doğruya: “Kırgız edebiyatından bahsedersek biz sadece Aytmatov ile Sıdıkbekov’u söyleyebiliriz.” dedi. Yoldaş Bobulov’un hiçbir delile dayanmadan söylediğine göre, Aytmatov edebiyata yeni girdiğinde hakir görülmüş imiş, şimdi de nesirde yazan gençler aynı şekilde hakir görülüyormuş.
Parti toplantısında T. Ümetaliyev, N. Baytemirov, S. Cusuyev ve başkalarının yaptıkları konuşmalar da prensipsiz, aşağılayıcı oldu. Mesela yazar Ümetaliyev Meydan romanını eleştiren bir makale yazması dolayısıyla Aalı Tokombayev’in ispiyoncu, birçok yazarın kurban olmasının suçlusu olduğunu söyledi. Yoldaş Beyşenaliyev’in konuşmasında da C. Aytmatov için şiddetli hakaretler, aşağılayıcı sözler vardı. Özellikle o, C. Aytmatov için şöyle dedi:
Yazarlar arasındaki entrikacı… Bazı insanların eline geçen hançer… Bir insan olarak güvenilmez ve kinci… Niçin bizde son yıllarda böyle bir atmosfer hüküm sürmekte? Bunun baş sebebi, Aytmatov’un Yazarlar Birliği’nin huzur içinde çalışmasına darbe vuran despotluğu.
Bazı yazarların haddinden fazla övülmesine de yol verilmekteydi. Mesela eleştirmen yoldaş Samaganov: “Yoldaş Aytmatov ile sadece Kırgız edebiyatı değil, Kırgız halkı da yükseldi.” dedi. Yazar T. Kasımbekov daha da ileri giderek “Eğer doğrusunu söylemek gerekirse Aytmatov’un dışındaki bizler çıplak krallarız.” dedi.
Aytmatov’un kendisi de sevdiği yazarların eserlerini övdüğü zaman söze cimrilik etmiyordu. Buna, Eraliyev’in “Yıldızlara seyahat” isimli manzumesi için söyledikleri bir örnektir. Onun bu manzumeyi konu alan küçük bir makalesi 13 Eylül 1964’te Sovetskaya Kirgiziya (Sovyet Kırgızistanı) isimli gazetede basıldı. Bu makalede biz onun son derece görkemli ifadelerini, durup dinmek bilmeyen övgü selini görüyoruz. Örneğin “Eraliyev Kırgız şiirinin, bana göre, hatta bütün Türk dilli edebiyatın önüne yeni sahiller açtı… Ben gerçek, yüksek şiirden bahsedenlere Eraliyev’in manzumesini mısralarına, harflerine ve çekirdeğine kadar paylaştırmaya hasretim.”
Yoldaş Aytmatov yeni yetişen yazarlara abartmalı övgüler yağdırmıştır. Basit bir ifadeyle o kendisini Kırgız sanatının kadrini ve değerini bilen, genç yeteneklerin yetişmesine gayret eden tek bir insan olduğunu kabul
9
Karıbek Moldobayev o dönemde Kırgızistan Komünist Partisi Bilim ve Kültür Bölümü başkanıydı; Beyşen Murataliyev Kırgızistan Komünist Partisi Merkezî Komitesi İdeoloji Bölümü sekreteriydi.