Tanrı Dağları'nın Zirvesi Aytmatov. Анонимный автор

Tanrı Dağları'nın Zirvesi Aytmatov - Анонимный автор


Скачать книгу
önemli olduğunu düşünmüş olmalıdır. Sadece, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesi İdaresinde değil, Siyasi Bürosunda da ona sevgiyle bakanların bulunduğunu o dönemde bizim bazı yazarlar dile getiriyorlardı. Bu dedikodunun aslının olduğu ünlü Rus sinema rejisörü Andrey Konçalovskiy’in hatıra kitabından yapılan aşağıdaki alıntı ile doğrulandı:

      Ben ‘İlk Öğretmen’ filmini çekmeye başlarken Kırgızistan’ın birçok yerini gezdim. Bu ülkeyi tanıyayım, müziğini hissedeyim, ruhunu anlayayım, diye böyle yaptım. Eski türkücülerin türkülerini dinledim, Kırgız boz evinde uyudum, votkayı kımızla karıştırarak içtim. Filmin yarısı kadarı çekildikten sonra Kırgızistan Komünist Partisi Merkezî Komitesi Birinci Sekreteri Usubaliyev ile sohbet ederek şöyle dedim:

      – Ben bu sefer gerçek bir Kırgız manzarası çekmek istiyorum. “Andrey Rublev” filminin senaryosunu yazdığımda, gerçek bir Rus filmi senaryosu yazmak için hiçbir şeyden kaçınmadım.

      O beni soğuk karşılayan bir tavırla:

      – Siz gerçek bir Sovyet manzarası çekebilirsiniz, dedi.

      Sesinden benden hoşlanmadığını anladım. Ben, belki de söylenmeyecek bir söz söylemiştim! Kırgız manzarası çekme isteğinin ne kötülüğü vardı? O zaman böyle bir cevabın altında neler olduğunu anlamamıştım.

      Şüphesiz, o zamanlar Sovyet sinemasında çekilmesine kesinlikle izin verilmeyen kareler çekmiştim. Filmde, yağmur yağarken Altınay’ın nehre çırılçıplak girmesi vardı. Müslüman ülkelerinde ise bir kadın yüzünü örtmeden sokağa çıkamaz. Doğru, Kırgız halkında başka Müslüman haklara göre âdetler oldukça yumuşak. Kırgız kadını hiçbir zaman tesettürlü olmamıştır. Ancak İslam’ın nerede olursa olsun, İslam olduğu da gün gibi açıktır.

      O dönemde geçerli olan kurallara göre millî cumhuriyetlerde çekilen filmler önce yerel yönetim tarafından kabul ediliyor sonra Moskova’ya gönderiliyordu. Çekilen filmi Kırgızistan’ın parti yönetimi kabul etmedi. Çekimlerinin biteceği sırada “İlk Öğretmen” filmini saman altı etti. Filmin ekranda gösterilmesi meselesi de ağza alınmıyordu.

      Ortada nelerin dönmekte olduğunu anlamadığım için aklım allak bullak olmuştu. Başıma sopa vurulmuş gibi sersemlemiştim. Şurasını kes, çıplak kadın karelerini yok et, dediler. Ben, hiçbir yerini düzeltmem diye inat ettim.

      Kırgızistan Sinema Komitesinin başkanı o dönemde Şarşen Usubaliyev isimli ünlü bir insandı. O beni destekledi, savundu ve çok tehlikeli bir girişimde bulundu. Görevinden alınması mümkündü (kısa bir süre sonra da görevinden alındı). Bu karelerin ekranda gösterilmesi gerekir, diye diretti. Doğru, Cengiz Aytmatov tarafından korunacağına inandığı için böyle direndi. Aytmatov’un Cumhuriyette büyük bir ağırlığı vardı. Buna rağmen Şarşen ile aynı soyadını taşıyan üst makamdaki bu insan kızarak Merkezî Komitenin filmi kabul etmesini engelliyordu.

      Aytmatov Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkezî Komitesine, Suslov’a gitti. İşte o sıralarda Moskova’ya Frunze’den (şimdiki Bişkek’ten) Kırgız halkını kültürsüz, vahşi gösteren fikri bozuk kareler hakkında bir mektup da gelmişti.

      – Biz sizi utandırmayız, demiş Suslov. – Eğer Kırgızistan (Komünist Partisi) Merkezî Komitesi önceden Kırgızlar vahşi değil diye düşünüyorsa o zaman devrim yapmamak gerekirdi diye bir sonuç çıkmaz mı? Manzaranın halka gösterilmesi için izin verildi. Ancak buna kadar bir yıl geçti.12

      Tabii ki M. A. Suslov, Kruşçev devrildikten sonraki dönemde Sovyetler Birliği’nin baş ideolojik yöneticisi ve ikinci sıradaki siyasi liderdi. Dogmatik, tutucu ve Stalinci olarak kabul edilen bu insan, Kırgızistan’ın parti yöneticilerine göre oldukça liberal, uzak görüşlü bir insandı. Elbette, Suslov gibi bir insanın desteği C. Aytmatov için bulunmaz bir ganimetti.

      Moskova’nın siyasi ve aydın elit kesiminin saygı ve sevgisine, desteğine layık olan Cengiz Bey Kırgızistan’ın parti ve hükûmet yöneticilerini o kadar önemsemese de olurmuş. Ancak bu yöneticiler Moskova’ya ne kadar bağımlı olurlarsa olsunlar, otonom güçleri olduğu için kendi vatandaşlarının durumlarını da unvan, ödül ve makam açısından olumsuz yönde etkileyebilirlerdi. Bunu anlayan Cengiz Bey yerel yönetimle bir yarışa girmeden, boy ölçüşmeden onlara hem rapor vermek hem de iş birliği yapmak gerektiği şeklinde bir düşünceye gelmiş olabilir.

      Kısacası, birçok iç ve dış sebep ve faktör Cengiz Aytmatov’u Kırgızistan içinde sosyal ilerleme, doğruluk ve adalet için mücadele etmeye doğrudan girişmekten alıkoydu. Onun bir insan olarak kaderi, yazarlık hayatı ve siyasetteki çalışmaları da öncekine göre daha başka bir yola girdi. Bu yolda harcadığı seferinin sonuçlarını ayrıca incelemek gerekir.

Kaynakça

      Aytmatov, Ç. (1978). V soavtorstve s zemleyu i vodoy… Oçerki, stat’i, besedı, interv’yu.– Frunze, “Kırgızstan” basma üyü, -155- bet.

      Mullojanov, M. (1974). Lyubov’yu k çeleveku. Predislovie k knige: Tolis P. Molodost’. i rasskazı. Moskva, 7 – bet.

      Stamov, A. (19- sentyabr’, 1992). “Buzuku bödönölör”. Kırgız Tu-usu gazetası.

      Tokombaev, A. Po sledam sporov i obsujdeniy poemı Eralieva “Puteşestviya k jiznyam, k zvezdam. – Kırgız Respublikasının Bor-borduk Mamlekettik Arxivinin sayasiy dokumentter bölümü -Fond 56; op. 4; d. 1506, l. 3 – 80. 78 – b.

      Moldobaev, K., Tursunov J. Spravka o polojenii del v Soyuze pisateley Kirgizii. Kırgız Respublikasının Borborduk Mamlekettik Arxivinin sayasiy dokumentter bölümü – Fond 56; op. 4; d. 1506; l. 6 – 20; 12-17- better.

      Konçapovsky, A. (1992). Boz’ışayuşçiy obman. -Moskva, -34- 36- b.

      Salican CİGİTOV:

      CENGİZ NASIL ÇIKTI

      Cengiz Aytmatov’un yazarlık yetenekleri ve edebiyat dünyasına kazandırdığı yeniliklerle alakalı herhangi bir fikir öne sürmek son derece zordur. Çünkü onun her bir eseri yayımlanır yayımlanmaz dünya süreli basın yayın organlarında sayısız yankılar doğurmakta, polemiklerin ortaya çıkmasına neden olmakta, bu kitapları konu alan değişik bakış açıları ilim adamlarınca çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmaktadır. Aynı zamanda Cengiz’in yazarlık meziyetlerini ve ortaya koyduğu eserleri konu alan yeryüzündeki büyüklü küçüklü yüzlerce dilde edebî makaleler, kitaplar ve doktora tezleri yazılmakta, onun kitaplarında oluşturduğu kahramanlar, idoller ve sanatsal betimlemeler; alanında ün yapmış birçok felsefeci, sosyolog veya düşünür tarafından incelenmekte, tartışılmakta ve bunların analizi yayımlanmaktadır.13

      Kısacası üzerinde bu kadar çok konuşulan ve yazılan bir edebiyat adamını konu alan bir makalede yeni bir şeyler ortaya koymak çok zor. Fakat beni bu yazıyı kaleme almaya zorlayan bazı geçerli sebepler elbette var. Mesela Cengiz’in nasıl olup da bütün dünya tarafından tanınan şöhretli bir yazar olabildiği sorusu.

      Amerikan-İngiliz edebiyatının üstatlarından Henri Ceyms14 dünya milletleri arasında öne çıkarak her açıdan refah seviyesini yakalayan halkların edebiyatları ile alakalı olarak şunları söylemiş: “Büyük bir tarihî geçmiş yoksa az da olsa gelenek oluşturulamaz, büyük bir geçmişe dayanan geleneklerden söz edemeyeceksek çoktan oluşması gereken edebî zevk için ölçü aramanın manası da yoktur ve eğer edebî zevkin yüzyıllar boyu büyük bir sabırla işlenerek oluştuğundan bahsedemeyeceksek öyle veya böyle sanattan söz etmenin de


Скачать книгу

<p>12</p>

Кончаповскй А. Бозвышающий обман. -Москва., 1992. -34- 36- б.

<p>13</p>

Kırgız Türkçesinden Aktaran: Kemal GÖZ, Yüksek Lisans Ö., Kırgızistan–Türkiye Manas Üniversitesi, (şu anda: Doç. Dr., Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi), [email protected] Orcid: 0000-0003-4768-6604

<p>14</p>

Henry James: 1843-1916.