Sağlam Çocuklar Yetiştirmek. Harold S. Koplewicz
Altıncı haftada çocuğunuz hedeflenen davranışta tutarlı bir iyileşme göstermeye başlar.
• Sekizinci haftada çocuğunuzun sık sık olumlu davranış sergilemesine alışırsınız. (Bu noktada ebeveynlerimiz terapistlere, “Bana başka ne önerebilirsiniz?” diye sormaya başlar.)
• On ikinci haftada yeni davranış –sizin ve çocuğunuzun yeni davranışı– yerleşmiş ve sağlamlaşmış olur.
Klinik olarak ağır zorluklarla karşı karşıya olan çocukların kötü alışkanlıkları kırması dört beş ayı bulabilir. Tipik çocuklarda sekiz hafta kadar kısa sürebilir. Ama değişiklikleri görecek kadar uzun bir süre boyunca bu stratejiye sadık kalırsanız değişiklik muhtemelen kalıcı olacaktır. Araştırmalara ve şahsi deneyimime göre bu müdahalelerin süresi kararlılık gösterir. Olumlu güçlendirmeyi üç ay boyunca sürdürün, çocuğunuzun iyi davranışını altı ay, bir yıl, üç yıl sonra hâlâ görürsünüz. Üç ay doldurulması uzun bir süreymiş gibi görünebilir. Ama değişikliği yerleşik kıldığınızda, tarafsız izleme ve iyi davranış yeni normal haline gelir.
• Yapı. Düşüncelerinizi çocuğunuzda sadece olumsuz olanı değil her şeyi fark etmeye yöneltin. Onun davranışını bütünlüğü içinde görebilirseniz neyin değişmesi gerektiğini de daha iyi anlayabilirsiniz.
• Destek. Çocuğunuza olumlu bir değişiklik yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu bütün bilgileri, görmeyi sevdiğiniz davranışı nedeniyle onu takdir etmek ile sevmediğiniz davranışı nedeniyle ona bağırmak arasında 3’e 1 oranını kurarak verin.
• Teşvik. Çocuğunuz için olduğu kadar kendiniz için de sevinin. İçgüdüsel davranışı kökünden kazımak çok fazla zihinsel disiplin gerektirir, gösterdiğiniz çabadan ötürü kendinize ekstra puan verin.
Karım Linda ile benim üç oğlumuz var, her birinin arasında iki buçuk yaş bulunuyor, üçü de biraz birbirine benziyor; aynı evde büyüdüler, aynı okullara gittiler. Ama mizaçları, kusurları ve sahip olduklarıyla birbirlerinden tümüyle farklı insanlar.
En büyük çocuğum Joshua yedi yaşından beri kendisini çok iyi ifade eden bir entelektüel. İkinci sınıftayken bir hafta sonu arabayla bir yerlere giderken ulusal radyo kanalında toplumsal kaygı hakkında bir program dinliyorduk. Eve geldiğimizde, “Arabayı kapama. Programın sonunu dinlemek istiyorum,” demişti.
Biz de program bitinceye kadar arabada oturmuştuk. Sonra Joshua bana dönüp, “Baba sen aslında neden bahsettiklerini anlamıyorsun. Sen ve Adam (ortanca oğlum) insanlarla hiç düşünmeden konuşabiliyorsunuz. Annem ve benim önce ne söyleyeceğimizi düşünmemiz gerekiyor,” dedi.
Onun bu kadar genç yaşta kendisinin bilincinde olması beni gururlandırmıştı. Kesinlikle de haklıydı. Joshua ile annesi bir salona girince, “Benimle kim konuşacak?” diye düşünürler. Adam ve ben ise bir salona girdiğimizde kalabalığa şöyle bir bakarız, “Kiminle konuşacağım?” diye düşünürüz.
Joshua o gün kim olduğunu söyleyerek benim için bir şey yaptı. Ben de onu dinleyerek, ona inanarak onun için bir yapı iskelesi kurdum. Çocuğu kaygısından bahsettiğinde birçok ebeveynin yaptığı gibi, “Rahatla ve kendin ol. Her şey iyi olacak,” demedim. Çocuğa gerçekten de “kendisi olma” özgürlüğü verilirse ebeveynleri onun kaygısını görmezden gelmez. Ebeveynin kurduğu yapı iskelesi, çocuk kim olduğunu düşünürken, onun kurduğu yapının çevresinde şekil alır. Çocuğun kim olduğu konusunda ebeveynlerin düşüncesine dayanarak onu sınırlamaz ya da bastırmaz.
Doğrulama yanlılığından söz edilirken, sıklıkla siyasi bir bağlama atfen, ideolojik yankı odalarında ya da “fanus” içinde yaşayan insanlarla ilişkili olduğu düşünülüyor. İnandığınız ne varsa Facebook akışınızdaki beş yüz kişi, hayatınıza aldığınız haber kanalları, yaşadığınız eyalet, bölge, şehir tarafından onaylanır. Ama çocuklarınızla ilgili olarak da aynı “balon” düşüncesini uyguluyor olabilirsiniz. Bilinçaltınızda, birkaç etkene, örneğin çocuğunuzun iki yaşındaki kişiliğine, sizin kişiliğinize ya da çocuğunuzun nasıl biri olmasını istediğinize dayanarak onun için bir plan çizmiş olabilirsiniz. Fantezi planın mürekkebi kuruduğunda onu değiştirmek ya da yeniden çizmek çok zordur. Claire gibi bir annenin, “Daniel tam bir baş belası” dediğini işitsem zihnimde bir kırmızı bayrak sallanmaya başlar. Claire oğluna ilişkin değerlendirmelerinde yüzde yüz haklı olduğuna inanıyordu, hiçbir şey onun “haklı” olduğu duygusunu sarsamıyordu. Daniel nasıl davranırsa davransın, Claire gördüklerini, yerleşik düşüncesini doğrulayacak şekilde “evirip çeviriyordu”.
Ebeveynlerin çocuklarını değerlendirmeye getirip, “Ne oluyor bilmiyorum. Lily hep mutlu bir çocuktu,” demesiyle sayamayacağım kadar çok karşılaştım. Lily’nin asla mutlu olmadığını söylemek istemiyorum. Küçük bir çocukken belki öyleydi. Ama olgunlaşırken beyni değişti. Hormonları harekete geçti. Hayat oldu. Çocuğun kaygısı ya da depresyonu onu bana getirecek kadar ağırsa hep mutlu olmadığı açıktır. Ama yine de ebeveynler kendi fantezilerinde kurduklarına karşılık çocuklarının gerçekte kim olduğunu görmekte zorluk çekerler.
Doğrulama yanlılığı ebeveynlerin tehlikeli kör noktalarından biridir. Çocuğunuz hakkında “haklı” olduğunuzu düşünmeniz sizi, yapı iskelesi kurularak çözülmesi gereken sorunları yanlış biçimde ele almaya yöneltebilir. Çocuğun, kendisinin söylediği kişi olmadığında ısrar etmek –“Rahatla, her şey iyi olacak,” demek– ebeveyn çocuk ilişkisine de zarar verir. Dinlemeyerek, içinde bulunduğunuz balonu bozmayı reddederek çocuğunuza sizin desteğinize güvenmemeyi öğretirsiniz.
Diyelim ki çocuğunuz üst üste iki matematik sınavında başarısız oldu. Sonraki iki matematik sınavında en yüksek notu alması, çocuğunuzun matematikte zorlandığı yönündeki görüşünüzü değiştirmeye yeter miydi?
Muhtemelen yetmezdi ama yetmesi gerekir. Birincisi beyniniz sizi sorun çıkmasını beklemeye ve sorun aramaya yöneltti (olumsuzluk eğilimi), sonra da bu olumsuz izlenimi doğrulamaya çalıştınız. Görüşler oluştuktan sonra onları değiştirmek için çok büyük miktarda aksi yönde kanıt gerekir. İnsanlar farklı bir şey yapmaya ya da olmaya çalışan biriyle ilgili yorumlarını yeniden formüle etmekte çok zorlanır.
Başka bir deyişle, “Çocuğumun matematiği iyi değil,” diye düşünüyorsanız bu konu sizi kaygılandırabilir ve beklentiye sokabilir. Çocuğunuz başarılı bile olsa bu konudaki kaygılarınızı bir kenara bırakamayabilirsiniz. Matematiği iyi olan bir çocuk için, bir sınavda başarısız oldu diye pahalı bir öğretmen tutmak, yapı iskelesi kurmakta aşırıya kaçmanın ya da hiçbir şey yapmamak onun güçlenmesini sağlayacakken çok fazla şey yapmanın bir örneğidir.
Burada Viktor diye anacağım bir çocuk ortaokuldayken derslerine özen göstermiyordu, okulu ve öğretmenlerini küçümsediğini de açıkça dile getiriyordu. Ebeveynleri sabahları onu kapıdan çıkarmakta feci zorlanıyor, sürekli kasten kaçırdığı okul servisine kelimenin tam anlamıyla sürükleye sürükleye götürüyordu. Ailesi Viktor okula zamanında yetişsin diye Uber’a bir servet harcadı.
Viktor bir şekilde ortaokulu bitirdi. Sonra lisede bir şey oldu, her şey yerli yerine oturdu. Yeni öğretmenleri ona şevk vermişti, Viktor derslerini önemsiyor, okula zamanında gitmek istiyordu. Katılım göstermeye başlayınca arkadaşları da oldu ve –olumlu anlamda– akran baskısını hissederek derslere özen gösterdi ve bazı kulüplere katıldı. Dahası, başarılı olmak için kendi üzerinde de