Oruçla Gelen Sağlık. Jimmy Moore
beden acı çektikçe günahlarımızın hafifleyeceği inancıyla orucu kucaklar. Oruç ayrıca, arzuları kontrol altına almak ve zihni huzura yaklaştırmak için bir yöntemdir: Ruhani kazanımlar için bedenin fiziksel ihtiyaçları reddedilir. Hinduizm’de haftanın ve ayın belli günleri oruca ayrılmıştır. Bayramlarda da oruç yaygındır. Geleneksel Ayurveda tıbbı da birçok hastalığın nedeni olarak vücutta toksinlerin birikmesini gösterir ve bu toksinleri atmak için de oruç tutulmasını salık verir.
Müslümanlar kutsal Ramazan ayı boyunca gündoğumundan günbatımına kadar oruç tutar. Kur’an’a göre Peygamber Hz. Muhammed, “Ramazan, Allah’ın oruç tutmayı farz kıldığı mübarek bir aydır,” demiştir. Hz. Muhammed ayrıca pazartesileri ve salıları oruç tutmayı teşvik etmiştir. Ramazan, en çok araştırılmış oruç periyodudur, ancak sıvıların da yasak olması açısından birçok oruç protokolünden ayrışır, bu da hafif bir dehidrasyona yol açar.
Orucun ilk savunucularından biri, modern tıbbın kurucusu kabul edilen Koslu Hipokrat’tır (MÖ yaklaşık 460-370). Onun yaşadığı dönemde insanlar obezitenin yayılan ve ciddi bir hastalık olduğunun farkına vardılar. Hipokrat, “Ani ölüm, doğal şişmanlarda zayıflara oranla daha sık görülüyor,” diye yazmıştı. Obezitenin tedavisi için yemeklerden sonra biraz güç sarf edilmesini ve yüksek-yağlı bir diyet uygulanmasını tavsiye ediyor ve “günde sadece bir kez yemek yemeleri”ni öneriyordu. Başka bir deyişle, yirmi dört saatlik oruç, daha o zaman obezitenin tedavisi için son derece yararlı görülüyordu. Hipokrat, sağlıklı bir yaşam sürmek için fiziksel egzersizin ve bol miktarda sağlıklı yağ tüketmenin önemini fark ederek saygımıza layık olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Antik Yunan yazarı ve tarihçisi Plutarhos da (MS yaklaşık 46-120) bu düşünceleri paylaşmıştır. “İlaç kullanmak yerine oruç tutmanız daha iyidir,” diye yazmıştır. Ünlü antik filozof Platon ve öğrencisi Aristoteles de orucun sadık savunucularıydı.
Eski Yunanlılar, tıbbi tedavilerin doğada gözlemlenebileceğine, tıpkı hayvanlar gibi insanlar da hasta olduklarında yemekten kaçındığı için orucun hastalıklara doğal bir çare olacağına inanıyorlardı. Aslında oruç doğal bir içgüdü olarak düşünülebilir, çünkü bütün hayvanlar –köpekler, kediler, inekler, koyunlar ve ayrıca insanlar– hasta olduklarında iştahtan kesilir. En son grip ya da soğuk algınlığı geçirdiğiniz zamanı anımsayın. Büyük olasılıkla canınızın istediği son şey yemekti. Dolayısıyla oruç birçok hastalıkla başa çıkmak için evrensel bir insani içgüdü olarak düşünülebilir. İnsanlık mirasının tamamen bütünleşmiş bir parçasıdır ve insanın kendisi kadar eskidir.
Eski Yunanlılar ayrıca orucun zihinsel ve bilişsel yetenekleri artırdığına da inanıyorlardı ve oruç sırasında problemleri ve bulmacaları daha kolay çözebildiklerini fark etmişlerdi. Bu kolay anlaşılır bir şey. Devasa bir Şükran Günü yemeği yediğiniz zamanı anımsayın. Ardından kendinizi daha enerjik ve zihinsel olarak uyanık mı hissetmiştiniz? Yoksa uykulu ve biraz sersem mi? Çoğumuz uykulu hissederiz. Büyük bir yemeğin ardından kanımız, çok miktardaki yiyecek yüküyle baş edebilmek için sindirim sistemine akın ederek beynimize daha az kan gitmesine neden olur. Sonuç? Yemek koması. Belki biraz kestirmek. Şimdi de saatler boyunca bir şey yemediğiniz bir zamanı düşünün. Kendinizi uyuşuk ve zihinsel olarak miskin hissettiniz mi? Büyük olasılıkla hayır. Zihinsel olarak daha kıvrak ve çevrenizle tamamen uyum halinde hissetmiş olmanız daha olası. Bu tesadüf değil. Taş Devri zamanında yiyecek bulabilmek için tüm zihinsel yetilerimize ve keskin duyularımıza ihtiyacımız vardı. Yiyecek kıt olduğunda, zihinsel odaklanmamız ve atikliğimiz doğal olarak artıyordu.
Tarih boyunca başka büyük fikir adamları da orucun ateşli savunucuları olmuştur. Toksikolojinin kurucusu İsviçreli-Alman doktor Paracelsus’un (1493-1541), “Zehri zehir yapan dozudur,” diye ünlü bir sözü vardır. O, doğayı eleştirel bir gözle inceleyip modern bilimsel yöntemlerin temelini attı. Buluşları tıp alanında devrim yarattı. Askeri cerrah iken geleneksel tedavi yöntemi olarak yaraların üzerine inek gübresi konmasına karşı çıkıp, aksine temiz tutulup korunması gerektiği konusunda ısrar etti. Ayrıca yaygın tedavi yöntemi olan kan almaya da karşı çıktı. Bu uygulamaları devam ettirmek yerine klinik tanı ve özel tedavilerin uygulanmasına öncülük etti. Parlak ve çığır açıcı bir bilim adamı olarak ayrıca, “Oruç en büyük deva – içimizdeki doktordur,” demiştir.
Amerika’nın kurucularından Benjamin Franklin (1706-1790) çok çeşitli alanlarda engin bilgi sahibi olmasıyla dünyaca bilinir. Önde gelen bir biliminsanı, mucit, diplomat ve yazardır. Dehasını tıp alanında kullandığı bir ara, “Bütün ilaçların en iyisi dinlenmek ve oruç tutmaktır,” diye yazmıştır.
Amerika’nın en önemli yazar ve filozoflarından biri olan Mark Twain (1835-1910), “Biraz açlık, ortalama bir hastaya en iyi ilaçlardan ve en iyi doktorlardan daha iyi gelir,” diye yazmıştı.
Mark Twain, sağlık için orucun savunucularından biriydi.
İlginç biçimde, 1800’lerin sonunda ve 1900’lerin başında eğlence için oruç tutan profesyonel oruç tutucular vardı. Birisi kendi idrarından yeteri kadar içerek otuz gün oruç tutmuştu. (Eğlence olsun diye aç kalmak ha!) Franz Kafka, “Açlık Sanatçısı” öyküsünü bu uygulama üzerine kurmuştu. Bu geçici heves kısa sürede tekrar geri gelmemek üzere söndü. Birinin yemek yememesini izlemek çok da eğlenceli olmasa gerek, diye düşünüyorum.
Oruç 1900’lerin başında tıp literatürüne girmeye başladı. 1915 yılında Journal of Biological Chemistry’de yayımlanan bir makale, orucu “obezite şikâyeti olanlar için son derece güvenli, zararsız ve etkili bir yöntem” olarak tanımlıyordu. Ancak yoksulluğun, salgın hastalıkların ve savaşın hüküm sürdüğü o dönemde obezite bugünkü gibi ciddi bir sorun değildi. İki dünya savaşı ve arasındaki Büyük Buhran yıllarında ciddi yiyecek sıkıntısı vardı. Obezite tedavisi bir öncelik değildi.
1950’lerin sonuna doğru Dr. W.L. Bloom, bir tedavi yaklaşımı olarak kısa süreli oruçlara olan ilgiyi yeniden canlandırdı ama uzun süreli oruçlar da literatürde çok iyi tanımlandı. 1968’de yayımlanan bir araştırmada Dr. I.C. Gilliland, “zayıflama rejimleri standart 14 günlük mutlak oruç olan” kırk sekiz hastadan bahseder.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.